Bu akşamki maça pekte istediğimiz gibi başlayamadık. O alışık olduğumuz çok kişili hücumlar olmadı. İlk çeyrek sadece Ömer ve Ukic'ten sayılar bulduk. Birde sakatlanıp çıkmadan önce Tomas'ın bir basketi vardı. Bu noktada Ömer'e değinmeden edemiycem. Maça harika başladı. Maçtan önce edilen küfürler (daha sonra bununla ilgili ayrı bir yazı yazacağım) onu daha da hırslandırmış gibiydi. Onun akıttığı her tere o küfür eden gs tribünleri kurban olsun. Takımı ilk çeyrek ayakta tutan isimdi. Maç boyunca attığı 18 sayının tamamını bu ilk çeyrekte attı. Sonraki çeyreklerde ise hücumdan çok savumayı düşündü ve bu sayıda kaldı.
İlk çeyreği geride kapatmamıza rağmen, ikinci periyotta bazı şeylerin değişebileceğine inanıyordum. Fakat beklediğim gibi olmadı ve bir ara fark 13 sayıya kadar gs lehine açıldı. Ama burda da devreye bir başka tecrübeli ismimiz Roko Ukic girdi. Arda arda bulduğu 6 sayıyla skoru bir anda 5'e kadar çekti fakat daha ilerisi için süre yetmedi. İlk yarıda 5 sayılık Galatasaray avantajı ile bitti.
İkinci yarıya iyi başladık. Devre arası Spahija oyunculara gereken uyarıyı yapmış olarak gözüktü. Hatta bir ara farkı eritip beraberliği de yakaladık. Ama her seferinde attığımız üçlüğe anında karşılık gelince bir türlü öne geçemedik. Hep kovaladık. Galatasaraylı oyuncular maç boyunca soluğumuzu hep enselerinde hissettiler. Üçüncü çeyreğide 5 sayı geride tamamladık.
Kaderlerin çizildiği son çeyreğe ise savunmada çok sert başladık ve Galatasaray'a kolay sayı imkanı diğer üç çeyreğe oranla kolay basket şansı çok vermedik. Ama hep oyun bize dönecekken çıktığımız hücumlardan boş dönünce bir türlü son darbeyi vuramadık. Son periyotta çok değil, sadece bir kere öne geçmiş olsaydık, Galatasaraylı oyuncularda tedirginlik artacak, elleri titremeye başlayacaktı. Bu son periyotta takımımız adına sahneye bu tür maçları kariyeri boyunca birçok kez oynamış olan Sarunas Jasikevicius çıktı. Serbest çizgiden 6/6 isabet oranı yakaladı ve sayıya en ihtiyaç duyduğumuz anlarda hep imdadımıza yetişri. Özelliklede çok kritik bir üçlüğü vardı ki.. Maçı uzatmaya götüren üçlük oldu adeta o.
Uzatma periyodunda ise maç bir çok pozisyonda elimize geldiki ama biz bu şansı iyi değerlendiremedik. Dedim ya, bu zamana kadar kritik noktalarda hep ağırlığımızı koyardık diye ama bu sefer olmadı Son darbeyi bir türlü vuramadık. Emir'in çok kritik 2 serbest atışı kaçırması da maçın bitiş düdüğünün çaldığı an oldu bizler için.
Biz bu akşam sadece 1 mağlubiyet aldık. Hala seride 2-1 öndeyiz. Seyirci avantajı hala bizde. Üstelik Cumartesi akşamı Abdi İpekçi'de bir maçımız daha var. Özellikle ikinci yarıdaki oyunumuz Cumartesi akşamı için bana "kazanacağız" hissiyatı uyandırıyor. Cumartesi kazanacak gücümüz var mı? Evet, hemde fazlasıyla.. O zaman takıma güvenimiz tam, şampiyonluğu Sinan Erdem'de kutlamak için cumartesi hedef: Galibiyet!
İlk çeyreği geride kapatmamıza rağmen, ikinci periyotta bazı şeylerin değişebileceğine inanıyordum. Fakat beklediğim gibi olmadı ve bir ara fark 13 sayıya kadar gs lehine açıldı. Ama burda da devreye bir başka tecrübeli ismimiz Roko Ukic girdi. Arda arda bulduğu 6 sayıyla skoru bir anda 5'e kadar çekti fakat daha ilerisi için süre yetmedi. İlk yarıda 5 sayılık Galatasaray avantajı ile bitti.
İkinci yarıya iyi başladık. Devre arası Spahija oyunculara gereken uyarıyı yapmış olarak gözüktü. Hatta bir ara farkı eritip beraberliği de yakaladık. Ama her seferinde attığımız üçlüğe anında karşılık gelince bir türlü öne geçemedik. Hep kovaladık. Galatasaraylı oyuncular maç boyunca soluğumuzu hep enselerinde hissettiler. Üçüncü çeyreğide 5 sayı geride tamamladık.
Kaderlerin çizildiği son çeyreğe ise savunmada çok sert başladık ve Galatasaray'a kolay sayı imkanı diğer üç çeyreğe oranla kolay basket şansı çok vermedik. Ama hep oyun bize dönecekken çıktığımız hücumlardan boş dönünce bir türlü son darbeyi vuramadık. Son periyotta çok değil, sadece bir kere öne geçmiş olsaydık, Galatasaraylı oyuncularda tedirginlik artacak, elleri titremeye başlayacaktı. Bu son periyotta takımımız adına sahneye bu tür maçları kariyeri boyunca birçok kez oynamış olan Sarunas Jasikevicius çıktı. Serbest çizgiden 6/6 isabet oranı yakaladı ve sayıya en ihtiyaç duyduğumuz anlarda hep imdadımıza yetişri. Özelliklede çok kritik bir üçlüğü vardı ki.. Maçı uzatmaya götüren üçlük oldu adeta o.
Uzatma periyodunda ise maç bir çok pozisyonda elimize geldiki ama biz bu şansı iyi değerlendiremedik. Dedim ya, bu zamana kadar kritik noktalarda hep ağırlığımızı koyardık diye ama bu sefer olmadı Son darbeyi bir türlü vuramadık. Emir'in çok kritik 2 serbest atışı kaçırması da maçın bitiş düdüğünün çaldığı an oldu bizler için.
Biz bu akşam sadece 1 mağlubiyet aldık. Hala seride 2-1 öndeyiz. Seyirci avantajı hala bizde. Üstelik Cumartesi akşamı Abdi İpekçi'de bir maçımız daha var. Özellikle ikinci yarıdaki oyunumuz Cumartesi akşamı için bana "kazanacağız" hissiyatı uyandırıyor. Cumartesi kazanacak gücümüz var mı? Evet, hemde fazlasıyla.. O zaman takıma güvenimiz tam, şampiyonluğu Sinan Erdem'de kutlamak için cumartesi hedef: Galibiyet!
Şunu eklemeden duramayacağım; Galatasaray taraftarının maçtan sonra aşırı sevinmesi. Bu gayet doğal tamam. Ancak unutulmasın, rakip motive olunca ne yapıyor ilk iki maçta göstermişti!!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder