30 Ekim 2011 Pazar

Hoşgeldin Engin!!


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, Beko Basketbol Ligi'nin 3. haftasında Bandırma Kırmızı'yı ağırladı. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda, dün oynanan mücadeleyi Sarı-Lacivertli Ekibimiz rahat bir oyunla 93-60 kazandı ve ligde 3'te 3 yaptı. Takımımız ile Bandırma Kırmızı arasında çok büyük bir kalite ve tecrübe farkı vardı. O nedenle bu maçın teknik analizini yapmak pek doğru olmaz. Maç sonu koç Spahija'nın da dediği gibi antrenman havasında geçen bir mücadele oldu. Bu yüzden bu maçla ilgili kısa kısa notlar paylaşacağım sizlerle.

İlk önce Kaptanımızla başlamamız lazım. Dün oynanan maçta harika bir oyun sergiledi. Bu sezonki en iyi mücadelesini ortaya koydu. Rakip her ne kadar bizim seviyemizde olmasada rakibi küçümsemeden bir derbi maçı oynuyormuşçasına konsantre ve rakibine saygı duyan bir oyun ortaya koydu. Fenerbahçe taraftarının baştacı olan Ömer, dünde takımının en skoreri oldu. 4/4 2 sayı, 4/5 3 sayı isabetle oynayıp 20 sayı ile takımımızın en skoreri oldu. Fenerbahçe taraftarlarının her maça çıkmadan önce aman sakatlanmasın diye dua ettiği bir isim Ömer. Bu sezon form tutması biraz geç oldu ama önemli olan bu formu geç tutup, sezon sonuna kadar sürdürmesi. O tecrübeye fazlasıyla sahip bir oyuncu.

Sezon fırtına gibi başlayan ama son 3 maçta yokları oynayan Bojan Bogdanovic için bu maç çok önemliydi. Kolay rakip karşısında ortaya koyacağı iyi oyun ve bulacağı sayılar kendine olan özgüvenini tekrardan geri kazandıracaktı ona. Maça da Koç ilk beşte başlattı. Bundan önce oynanan Antalya Bşb ve Caja Laboral maçlarını 0, Olympiacos maçında da serbest atışlardan bulduğu 2 sayıyla tamamlamıştı. Bu maçta eski kimliğine yakın bir oyun sergiledi. 5/7 2 sayı, 1/3 3 sayı 5/5 serbest atış isabetiyle oynayıp, 18 sayı kaydederek takımımızın en skorer ikinci oyuncusu oldu. Hafta içi oynayacağımız kritik Nancy maçı öncesi bu performans ve moral Bojan için çok iyi oldu.

Bir ufak parantezde James Gist için açmak lazım. Sezonun ilk başlarında çok eleştirildi. Ama benim bu yeni transferler arasında Bojan ile birlikte koruduğum ve sahip çıktığım oyuncuydu Gist. Çünkü potansiyali olan bir oyuncu. Yeterki potansiyalinin farkına varsın. Son iki maçta üç sayı çizgisinin dışındaki inadından vazgeçmeyi başardı. Pota altından hücumları tercih etmesi onun adına bir fayda. Ama çok hareketli olduğu için bazen kolay atışları kaçırabiliyor. Oyunun şov yönünü daha çok seven bir oyuncu. Bir özelliği varki hepiniz farketmişsinizdir: Tam bir ribaund canavarı.. Ribaundları çok yüksekten alabiliyor. Olympiacos maçında olduğu gibi dün de 11 sayı, 12 ribaund ile double-double yaptı. Bu performansının artarak devam etmesi en büyük temennimiz.

Dün oynanan maçta birde ilk yaşandı. Dile kolay tam 15 ay sonra Milli Oyuncumuz Engin Atsür sakatlığını tamamen atlatıp, ilk kez Fenerbahçe Ülker formasıyla sahaya çıktı. Engin'e sahaya girmek için oturduğu değişiklik sandalyesinde başlayan taraftar desteği, oyunda olduğu her dakika artarak devam etti. Taraftarın kendisini sıcak bir şekilde karşılaması ve oyuna ısınmasının ardından ilk maçı olmasına rağmen iyi bir performans sergiledi. Maçta 17 dakika 24 saniye süre aldı ve 8 sayı, 3 asist ile tamamladı. 15 ay sonra ilk kez oynadığı maç için bu performans gayet iyi. Tam hazır olmasına maksimum 1 ay daha var. Ama maçlarda süre aldıkça bu hazır hale gelme aşaması dahada kısalacaktır. Engin, tam hazır olduğu zaman Curtis'e ihtiyaç kalmaz. Tek dileğim, Engin'in bir daha bu kadar zor bir sakatlıkla karşılaşmaması. Çünkü, Türk Basketbolunun ve Fenerbahçe Ülker'in ona çok ihtiyacı var.

Kaya dünkü maçta iyi bir oyun sergiledi. Oyunda olduğu anlarda neredeyse Bandırma Kırmızı pota altından hiç sayı üretemedi. Ama Efes'teki yıllarını hala mumla arıyoruz. Oğuz'un sahada olduğu bölümde pota altımız en yumuşak karnımız oldu. Bandırma'da Jerome McGhee o bölgeden çok sayı buldu. Oğuz kalıbına göre bir savunmacı değil. O kalıba sahip bir oyuncunun o kadar kolay geçilmesi anlaşılır gibi değil. Eğer düzelmezse bu sene Oğuz'dan çok çekeceğimiz var..

Son olarakta koça değinmek istiyorum. Dün maç boyunca oyuncularına eşit süreler vermeye çalıştı. Fakat, çok erken kopan bir maçta Metecan Birsen ve Berkay Candan gibi gelecek vaad eden gençlere 3 dakika gibi kısa bir süre sahada yer vermesini anlamış değilim. Bu çocuklar bu tür maçlarda süre alarak tecrübe kazanacaklar. Bu maçta oynatmayıp, hangi maçta oynatacağını açıkçası ben bilmiyorum koçun. Umarım bir daha böyle erken kopan maçlarda daha uzun süreler verir bu iki genç yeteneğe.

Şimdi önümüzde çok kritik bir Nancy maçı var. O maçta en azından salonun yarısının dolması lazım. Bu takımda umut var.. Hemen karamsarlığa kapılmayalım. İki kötü sonuç alındı diye takıma sırt çevirmeyelim. Bunu yazıp, söylemekten dilimde tüğ bitti ama sezona nasıl başladığından çok nasıl bitirdiğin önemlidir. Taraftar takıma olan güvenini göstermeli ki takımda havaya girsin. Yoksa "yok ben takıma kırgınım, bunlarda ruh kalmamış" gibi düşünceler takımı ateşlemez. Salona gidip destek olan taraftar takımı ateşler. Bunu unutmayalım lütfen. Buradan da herkesi 3 Kasım Perşembe akşamı Abdi İpekçi Spor Salonu'nda oynanacak olan SLUC Nancy maçına bekliyorum.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder