26 Aralık 2011 Pazartesi

Eksiktik, mücadele ettik ama direnemedik


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Beko Basketbol Ligi'nin 11. Haftasında Banvit deplasmanına çıktı. Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu'nda oynanan mücadele baştan sona kadar başa gitti. Fakat önemli eksikleri olan takımımız maçın sonuna kadar direnemedi ve deplasmanda Banvit'e 70-66 mağlup oldu. Bu mağlubiyet ile takımımız ligdeki 3. yenilgisini almış oldu.

Banvit son 7 lig maçını ve son 3 Avrupa Kupası maçını kazanmış olarak karşımıza çıktı. Sezon başı yaşanan bocalama döneminin ardından coach Orhun Ene takımı çok iyi toparlamış ve bu uzun galibiyet serisi yakalamalarını sağlamış. Bize karşı oynanacak maçta bunlara ilaveten taraftar desteğini de arkalarına alacaklardı. Biz ise bu maça hafta içerisinde İtalya'da oynadığımız "ya tamam ya devam" maçının hemen ardından çıktık. Euroleague'de kaderimizi belirleyecek olan bu maçta her oyuncumuz çok yüksek efor sarf ederek, yüksek tempoda bir maç çıkardı. Son periyodun sonlarına kadar başa baş giden maçıda bu yüksek efor ve tempo sayesinde kazanmayı bildik. Ardından bir gün sonra yani Cuma günü uçak yolculuğuyla öğleden sonra 3'te İstanbul'a gelen kafilemiz, Banvit maçı öncesi ilk ve tek idmanını cumartesi günü öğlen saatlerinde yapmış ve aynı gün, akşam üstü de otobüs yolculuğuyla Bandırma'ya hareket edilmişti. Tüm bu ağır tempoyla ve yorgunlukla maça çıkacak olan takımımızın belkide tek artı yönü Euroleague'de grubu lider tamamlamanın verdiği moraldi. Fakat Ömer Onan'ın sakatlık sebebiyle, Emir Preldzic'in cezalı olması sebebiyle ve Curtis Jerrells'ın da yabancı kısıtlaması nedeniyle mücadelede oynayamayacak olmaları bizim için galibiyet şansını oldukça zora sokan faktörlerden biriydi.

Maç beklenildiği gibi çok çekişmeli başladı. Formda olan Banvit, eksiklerine ve yorgunluğuna rağmen son haftaların hem lig hemde Avrupa'da en formda olan takımınlarından birine karşı oynayacaktı. Bizim oyuncu rotasyonumuz bu maçta Banvit'e oranla çok daha kısıtlıydı. Sahaya 11 kişi çıktık ve bu 11 kişiden iki kişi (Metecan Birsen ve Berkay Candan) genç takımdan kadroya dahil edilen isimlerdi. Periyodun tamamında Banvit'e ağırlığımızı hissettirdik. Özellikle oyun kurucu pozisyonunda eline altın bir fırsat geçen Hakan Demirel'in bu şansını iyi kullanmak için ortaya koyduğu performans açıkçası hepimizin yüzünü güldürdü. Savunmada son maçın gizli kahramanlarından James Gist'in ve Bojan Bogdanovic'in sert tutumları Banvit'i zorlamaya başlamıştı. Her hücumda bulunan baskete karşı tarafında hemen cevap vermesi farkın açılmasını engelledi. Periyotta üç sayılık bir farkla Banvit üstünlüğünde geçildi.

İkinci periyotta da guard katkısını almayı sürdürdük. Özellikle Hakan'ın dış alandan, Ukic'in ise pota altı penetreleri ile Banvit karşısında üstünlüğü ele geçirdik. Fakat dün yaptığımız en kötü savunma olan dış sayı savunmasındaki zaaflarımızı iyi değerlendiren Banvit, bu periyotta eline geçen boş atışlardan yüksek yüzde bulunca maç yine kafa kafaya geldi. Bunun sonucunda da soyunma odasına bir sayılık farkla geride girdik.

İkinci yarıya ise Kaya ile çok hızlı başladık. Maç boyu neredeyse pota altına duvar ören Banvit'e karşı bu dakikalarda Kaya ile pota altı sayıları bulmaya başladık. Fakat yorgunluğun verdiği olumsuz etkiyle savunmamızı bir türlü istediğimiz seviyeye çıkartamadık. Maç boyu devam eden karşılıklı basketler, bu periyodun başlarında da olduğu gibi devam etti. Ancak özellikle periyot sonuna doğru ortaya koyduğumuz iyi basketbol ve akıllı hücumlar ile Banvit Karşısında farkı 8 sayıya kadar çıkardık. Tam da bu dakikada Banvit adına Serkan Erdoğan'ın devreye girmesi ve ard arda üçlük sayılık atışlar bulması skoru daha fazla açmamızı engelledi. Serkan'ın bireysel çabalarına rağmen son periyoda beş sayılık bir avantajla önde girmeyi başardık.

Son periyot açıkçası yorgunluğumuzun tavan yaptığı periyot oldu. Öyle ki bu zamana kadar hiç bir maçta yemediğimiz sayıda blok yedik. Ardarda yenen bloklardan sonra Banvit, Barış Ermiş'in sürüklediği hızlı hücumlarla kolay basketler bulmaya başladı. Bu dakikalarda bizde ise devreye Ukic girdi. Oyunu rakip sahada iyi kurmasına rağmen takımdaki diğer oyuncuların ona ayak uyduramaması Ukic'in bireysel katkısından başka bir getiri sağlamadı takıma. En faydalı olduğu zamanda Gist'in beş faulle oyun dışında kalması ise maçın kırılma anı oldu bana göre. Gist gibi atletik bir oyuncuyu kaybeden takım, rakip pota altında diri uzunlara karşı bir varlık gösteremedi. Cantu maçının yıldız ismi Oğuz, dün maçta etkisiz kaldı. Periyodun sonlarına doğru hakem hatalarının da sonuca eklenmesi ve bizim hücumdaki etkisizliğimiz sonucunda mücadeleyi 70-66 kaybettik.

Bu maçla ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum. İlki oyun kurucu katkımız.. Üç oyun kurucuyla oynadığımız maçta guardlarımızdan 23 sayı, 8 asistlik bir katkı aldık. Banvitte ise Barış Ermiş tek başına 5 sayı, 11 asistlik bir katkı yaptı takımı adına. Açıkçası Ukic neyse hafta içi maç oynadı ama Engin ve Hakan'dan daha yüksek bir skor katkısı beklerdim. Hakan maça iyi başlamıştı. İlk yarıyı 8 sayıyla tamamlamıştı fakat ondan sonra durdu. Engin ise maçta neredeyse hiç atış kullanmadı.. Engin kalitesindeki bir oyuncunun bu tür kritik ve zor geçmesi muhtemel maçlarda daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Şu ana kadar oynadığı bir kaç kritik maçta o sorumluluğu aldı ve başarılı da oldu ama dün potaya uzak oynamayı tercih etti. Engin'den ekstra bir skor katkısı gelseydi biz dün bu maçı kazanabilirdik.

Bir başka değinmek istediğim nokta ise hakemler. Sezon boyunca hiçbir maçta hakemlerle ilgili konuşmadım. Pek konuşmayı da sevmem ama Murat Biricik'in dün kü yönettiği maçı gördükten sonra bir kaç kelam etme zamanı geldiğini gördüm. Hakem maçı hatasız tamamlayacak diye bir zorunluluk yok. Elbette hepimiz insanız, gözümüzden kaçan ayrıntılar olabilir ama bir hakemin arka arkaya yanlış yapma hakkı YOK!! Dördüncü periyodun son dakikalarına doğru Banvit pota altında Oğuz'a yapılan "sözde blok"ların hepsi atlandı. Hadi ilkini atladın, karambole geldi göremedin orada duran iki hakem o sırada nereye bakıyordu? Hadi onlarda karambole geldi "göremediler". Peki Oğuz'a ve Bogdanovic'e arka arkaya Banvit pota altında vurulun "şamar"ları nasıl görmediniz ey hakem üçlüsü? Bildiğiniz şamar yedi adamlar. Üstelik bu Murat Biricik geçen sezon deplasmanda yine hakem hatalarının gündeme geldiği ve Pınar Karşıyaka'ya uzatmada kaybettiğimiz maçıda yöneten pardon "katleden" hakemdi. Yazıktır, günahtır. 7 günde 3 maç yapan bir takıma, galibiyet için sahaya çıkan ve eksiklerine rağmen mücadelesini bir dakika olsun bırakmayan bir oyuncu topluluğuna yapılan bu hatalar en kolay tabiriyle emek hırsızlığıdır. Dün coach Spahija'nın maç sonu açıklamalarını izleyemedim ama o da hakemlerden şikayetçiymiş diye duydum. Aklın yolu bir..

Son olarakta takımın geneli için birkaç şey söyleyip bu uzun yazıyı noktalayacağım. Dün maça çıkan takım yorgundu, eksikti ama bir dakika bile mücadeleden vazgeçilmedi. Son ana kadar maçı alabilecek konumdaydı. Belki dün Banvit'e karşı maçı kaybettik ama bir şeyi herkese gösterdik; Bu takımın hangi koşulda olursa olsun mücadeleden taviz vermeyeceğini. Sezon başından beri eleştirdiğimiz tek noktaydı bu. Mücadele.. Bu maçta gördük ki mücadele ruhunu takıma kazandırmışız.

Şimdi önümüzde Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki son maçımız var. Hem de ne maç: Fenerbahçe Ülker-Galatasaray MP!! Bu maçta tribünleri doldurup hem Sinan Erdem'e güzel bir veda hem de takımımıza kavuşacağımız bu maçta Euroleague'de grup liderliği için onlara teşekkür etme zamanı Fenerbahçe Taraftarı için.. O zaman ne diyoruz; 30 Aralık Cuma akşamı Sinan Erdem'de buluşalım...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder