Dün gece maçı izlerken, aklımdan binlerce düşünce geçti. Takımımızda o kadar yıldız oyuncu vardı ki, dar rotasyonda oynamamıza rağmen, bu yıldızlar Efes Pilsen engelini 2 maçta geçmeyi başardılar. Bende düşündüm ve dedimki kendi kendime; ben bu yıldızları sizlere daha yakından tanıtabilirmiyim? Kısa bir araştırmanın ardından da bu yazı dizisini yazmaya karar verdim. Vee tabikide böyle bir yazı dizisine de Šarūnas Jasikevičius gibi takımın en kariyerli isminden başlamak gerekiyordu. Büyük bir hırsa ve asla kaybetmeye tahammülü olmayan bir kişiliğe sahip bir kahramanın hikayesi bu.
Saras, 5 Mart 1976 yılında Litvanya'nın Kaunas şehrinde dünyaya geldi. Küçük yaşta ülkesinin basketbol aşkındanda etkilenerek basketbol oynamaya başladı. İleride yapacağı bir röportajında "Litvanya'da basketbol din gibidir. Doğan her çocuk bir basketbolcu olmak ister. Bunu başaramayanlar ise daha geri planda kalan ve sıradan meslek gözüyle bakılan Tıp, Avukat, Mühendislik gibi mesleklere yönlendirilirdi." diyecektir. İşte Saras böyle bir zihniyetin hakim olduğu bir ülkede dünyaya gelmenin etkisiyle daha çocukluğunun ilk yıllarında basket topuyla tanışır.
Gençlik yıllarında ailesiyle birlikte ABD'ye gider ve burada Maryland Üniversitesi'nde kolej basketbolu oynamaya başlar. Kolej kariyeri boyunca ortalama 13 sayı ve 4 asist performanslarıyla oynadı. Günümüzde kendisine özgü sola bakıp sağa attığı paslarını kolej kariyeri boyunca geliştirmeye başladı.
Saras profesyonel kariyer başlangıcını 1998 yılında Lietuvos Rytas ile yaptı. Burada geçirdiği ilk senesinin ardından, başarılarla dolu geçecek kariyerinde kazanacağı ilk başarıya ulaşacağı Olimpija Ljubljana takımına transfer oldu. Burada 2000 yılında Slovenya Basketbol Ligi şampiyonluğu yaşadı. Bu gelecekteki Avrupa efsanesinin kariyerinde kazandığı ilk kupaydı. Aynı senenin yazında Olimpiyat Oyunları'nda milli takım formasıyla bronz madalya kazandı. Bu turnuvada 14.0 sayı, 5.1 asist ortalaması ile oynadı. 2000 yılının yazında yakaladığı bu başarı, milli takım kariyeri boyunca yaşayacağı başarıların ilkiydi. Kısacası 2000 senesi Saras için İlklerin yılı olmuştu.
Olimpija Ljubljana ve Litvanya Milli Takımında gösterdiği üstün başarıyla yine 2000 senesinde İspanyol devi Barcelona'ya transfer oldu. İspanya'daki ilk senesinde hem Lig Şampiyonluğuna hemde İspanya Kupası şampiyonluğuna ulaştı. 2002 senesi kariyerinde durgun geçen çok nadir senelerden biri oldu Saras'ın. Bu sezonda hiçbir kupa sevinci yaşayamadı. Ama 2003 senesi adeta geçen sessiz senenin bir patlayışı gibi geçti. 2003 senesi kariyerinde dört kere yaşayacağı bir sevincin ilk halkası oldu. Barcelona formasıyla hem lig şampiyonluğu ve final serisinin MVP'si hemde İspanya Kupası şampiyonluğuna birde Avrupada Euroleague Şampiyonluğu ekledi Saras. Yavaş yavaş Avrupa efsanesine dönüşmeye başlıyordu başarılı guard. Aynı senenin yazında Litvanya Milli Takımıyla Avrupa Şampiyonluğu sevincide yaşadı. Vee bu şampiyonanın MVP ödülünü aldı. Bu ödül bir senede aldığı ikinci MVP ödülüydü. Ayrıca yine 2003 senesinde Mr. Europa European Player of the Year ödülünü kazandı. Daha sonra Maccabi Tel Aviv'e transfer oldu. İsrail ekibinin 2 Euroleague şampiyonluğun kazanmasında büyük rol oynadı(2004-2005). İki kere İsrail Ligi ve İsrail Kupası'nı kazandı. 2005 senesinde Maccabi ile kazandığı Euroleague Şampiyonluğunda Final-Four'un MVP'si seçildi.
Jasikevičius Temmuz 2005'te NBA takımlarından Indiana Pacers ile anlaştı ve NBA kariyerine başladı. Pacers ile 3 yıllık sözleşme imzalayan Saras 112 maçta (16'sı ilk beş) ortalama 7.3 sayı, 3.0 asistle oynadı. 17 Ocak 2007'de Saras; Stephen Jackson, Al Harrington ve Josh Powell ile birlikte Golden State Warriors'a Troy Murphy, Mike Dunleavy, Jr. Ike Diogu ve Keith McLeod karşılığında takas oldu. 26 maçta (2'si ilk beş) ortalama 4.3 sayı, 2.3 asistle maç başına 11.9 dakika ile oynadı. Jasikevičius'un NBA kariyeri Avrupada olduğu gibi pek parlak geçmedi ve 20 Eylül 2007'de takımdan ayrıldı. NBA'de pek başarılı yıllar geçirmemesine rağmen, NBA'den ayrıldığı 2007 yılında Euroleague'in 35 büyük oyuncusundan biri olarak seçildi. (35 Greatest Euroleague Players) Aynı yıl Litvanya Milli Takımıyla Avrupa Şampiyonasında 3.'lük sevinci yaşadı.
Avrupa'ya tekrardan geri dönüş yapan Avrupa Efsanesinin bu seferki durağı Yunanistan oldu. Küllerinden yeniden doğacağı Panathinaikos ile anlaştı. Yunan Ekibindeki ilk senesinde Yunanistan Şampiyonluğu ve Yunanistan Kupasını kazandı. Bir sonraki sezonda ise Yunanistan Ligi Şampiyonluğu ve Yunanistan Kupası şampiyonluğunun yanına dördüncü kez Euroleague Şampiyonluğunuda ekledi Saras. Ve bu başarısıyla Euroleague'de üç farklı takımlada şampiyon olan bir oyuncu konumuna geldi tecrübeli guard. Dedik ya o bir Avrupa Efsanesi diye. Başarıları bununla sınırlı kalır mı hiç? Saras 4 kere tekrarladığı (üstelik bu başarısını üç farklı takımda kazandı) bir sezonda hem ligde, hem kupada, hemde Euroleague'da şampiyonluklar kazanarak (Triple Crown) kırılması zor bir rekorun tek sahibi konumunda bulunuyor.
2009 yılında takımdan ayrıldıktan sonra kısa bir süre basketboldan uzak kaldı ama Kasım 2010'da Lietuvos Rytas ile bir yıllık sözleşme imzaladı. Buradan da Ocak 2011'de "Büyük hedefleri olan bir kulübe gidiyorum" dediği Fenerbahçe Ülker'e transfer oldu. Fenerbahçe Ülker'de bir Türkiye Kupası Şampiyonluğu yaşayan Saras, ligimizde de şampiyonluk yaşamaya çok yakın.
Bir Avrupa Efsanesinin hayatı işte bu büyük başarılarla dolu. Ne mutluyuzki bir zamanlar bizim için hayal olan bu efsaneyi ülkemizde ve kendi takımımızda görmek, izlemek onunla aynı havayı solumak bizler için büyük şans. İyi ki bize bu efsaneyi görmemize izin verdin Saras.
Tolga Gümüş
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder