29 Mayıs 2011 Pazar

Sarı-Lacivert Efsaneler - 2


Dün başladığım yazı dizisinin bugünkü kahramanı takımımızın genç oyuncularından biri: Emir Preldzic. Sahada o bebek suratını gören rakibinin bu çocuk nasıl oluypda A takıma yükselmiş? gibi aklından geçirdiği bir isim Emir. Sahada savaşçı bir kimliğe sahip. Çünkü o basketbolu hayatının bir parçası olarak gören ve sevdiği bu oyuna dört kolla sarılan biri. Bu sene Euroleague TOP 16'da Valencia maçının son saniyelerinde yaptığı ardarda 2 bloktan sonraki sevinci ve o sevincini hırsıyla birleştirmesi, bizlere o anda bir savaşçının rakibini yenip zaferi kazanmasını hatırlattı. O, bu oyunu gönülden oynayan ve Fenerbahçe Ülker taraftarlarının gönlünde taht kurmuş bir isim. O takımımızın bebek yüzlü savaşçısı.

Emir, 6 Eylül 1987 yılında Bosna Hersek'in Zepce bölgesinde dünyaya geldi. Babasıda eski bir basketbolcudur. Vee çocukluk yaşlarını atlatırken babası basketbolu bırakır ve Basketbol Antrenörlüğü yapmaya başlar. Emir, küçük yaştan beri içinde olduğu basketbola bu şekilde giriş yapar. Babasından gördüklerini tekrarlar ve onun izinden gitmeyi kendi ilke edinir o ufak yaşlarında. Aynı zamanda dinine de çok bağlıdır Emir. Balkanlarda ve özellikle Bosna Hersekte yaşayan birçok insan gibi o ve aileside Müslümandı.

İlk basketbol kariyerine 2003-2004 sezonunda KK Čelik Zenica takımında başladı. Bu takımda oynarken sadece 16 yaşındaydı Emir. Ardından bir sene sonra Slovenya'nın Triglav Kranj takımında forma giydi. Burada da geçirdiği bir yılın ardından bir başka Sloven takımı olan Geoplin Slovan'a transfer oldu. Geoplin Slovan'da oynadağı ilk senenin sonunda Slovenya Genç Milli Takımıyla, İzmir'de düzenlenen 2006 Avrupa Gençler Şampiyonasında mücadele etti. İşte Türk taraftarlarının Emir Preldzic ismini ilk duyduğu yerdi burası. Bu turnuvada 20 sayı, 9.4 ribaund ve 3.4 asist gibi çok çarpıcı istatistikler elde etmişti genç basketbolcu. Şampiyona dönüşü bir sene daha Geoplin Slovan takımında forma giydi.

İkinci sezonunun sonunda, güzel bir yaz günü telefonu çaldı Emir'in. Telefonun diğer ucundaki isim Bosna Hersek'te efsane olmuş bir isim; Bogdan Tanjevic'ti. İlerleyen yıllarında Emir bir röportajında o konuşma hakkında şunları söyleyecekti: "Tanjevic, Bosna'da bir efsane ve herkesin sevip saydığı bir isim. Beni arayıp 'Seni takımımda görmek istiyorum' demesi zaten yeterli oldu. Böylesi bir efsaneden teklif almak beni çok heyecanlandırmıştı. Tanjevic'in teklifini o anda kabul ettim." Tahmin ettiğiniz gibi Tanjevic Emir'i Fenerbahçe Ülker'e getirmek istiyordu. Ama Emir'in o sıralarda Geoplin Slovan ile sözleşmesi devam ediyordu. Neyseki her iki kulüpte orta yolu buldular ve 2007 yılının yaz ayında Emir, büyük patlama yapacağı ve basketbolunu hergeçen gün daha da geliştireceği bir kulübe, Fenerbahçe Ülker'e transfer oldu.

Fenerbahçe Ülker'e geldiği ilk sezonunda Beko Basketbol Ligi şampiyonluğuyla tanıştı Emir. Bu genç basketbolcunun kariyerinde yaşadığı ilk şampiyonluktu. Ve yeri her zaman ayrı kalacaktı. İlk senesinde çok fazla süre alamasada bir çok maçta sahaya sürüldü Tanjevic tarafından. Geleceğinin sinyallerini vermeye başlamıştı genç yıldız adayı. Fenerbahçe Ülker'deki ikinci sezonu ise iyi geçmişti. Takım finale kadar gelmiş fakat seride 2-0 öne geçmesine rağmen Efes Pilsen'e 4-2 yenilerek şampiyonluktan olmuştu Emirli Fenerbahçe Ülker. Buna rağmen 2009 NBA draftında 57. sıradan Phoenix Suns tarafından draft edilmişti genç yıldız. Daha sonra hakları Cleveland Cavaliers'e takas edildi. Bir sonraki sezona ise Emir damgasını vurdu diyebiliriz aslında. 2009-2010 sezonunda Fenerebahçe Ülker'de ligde 40 maçta forma giydi ve 10.53 sayı ortalaması ile oynadı. Fenerbahçe bu sezonda hem Türkiye Kupasını hemde Beko Basketbol Ligi şampiyonluğunu kazanmış ve ligi çifte şampiyonlukla kapatmıştı.

Başarılı geçen bu sezonun yazında Türkiye'de düzenlenecek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasın'da Milli Takımımızda forma giyebilmek için Türk vatandaşlığına geçti Emir. Artık bizden biri olmuştu. Ama Slovenya Basketbol Federasyonu, Şampiyonada Milli Takımımızda oynamasına engel olarak Emir'in Ay-Yıldızlı formayı giymesini geçiktirmişti. Ardından gelen sezonda ise hedefler Fenerbahçe Ülker'de büyültülmiş ve artık Euroleague'de de Final-Four hedefiyle yola çıkılmıştır. Emir ise artık tam bir Türkiye sevdalısı olmuş ve kendisini takımına adayan bir savaşçı kimliği kazanmıştır. Taraftarlarla arasında da çok sıcak ilişkiler vardır. Taraftar onu sevmiş ve adeta bağrına basmıştır. Lige de çok iyi başladı Emir. İnişli çıkışlıda olsa her maçta yüksek süreler almaya devam etti. Takımın başına gelen yeni koç Neven Spahija'nın da gözüne girmeyi başarmıştır genç yıldız. Vee ilk defa, 2011 yılında düzenlenen Beko Allstar 2011'e Türk Karmasında davet edilmiştir. Fakat sakatlığı olduğu için forma giyememiştir Emir. Sezonun devamında ise Beşiktaş'la oynanan Türkiye Kupası finalinde harika bir performans göstererek takımımızın kupayı almasında büyük rol oynamıştır. Bu olağanüstü performansını ödüllendirmemek olmazdı ya.. Emir, Türkiye Kupası'nda Final maçının MVP'si seçilmişti. Bu kariyerinde yaşadığı ilk MVP sevinciydi. Aynı sezon Euroleague'de de çok önemli işler yapan Emir her geçen gün kendini daha da geliştirmekte. Belki de bu sezon sonu kariyerindeki üçüncü Beko Basketbol Ligi Şampiyonluğunu kazandıracaktır ona. Takımımız finalde. Rakibimizi bekliyoruz. Bu hiçte uzak bir ihtimal değil.

Başta Emir gibi genç bir yıldızı hem takımımıza hemde ülkemize kazandıran koç Tanjevic'e şükranlarımızı sunmalıyız. Bizi bu Genç Yürekle tanıştırdığı için. Emir daha 3 yıl takımımızın formasını giyecek ve inanıyorum ki bu başarılarına Avrupa'da da bir kupa şampiyonluğu ekleyecek. Daha nice seneler çubukluyu giymen dileğiyle.. Yolun açık olsun Genç Emir..

Tolga Gümüş

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder