2011-2012 sezonu Beko Basketbol Ligi'nin ikinci yarısı dün oynanan maçlarla başladı. İkinci yarının açılış maçında Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, deplasmanda Trabzonspor ile karşılaştı. Maç boyu geride götürdüğü maçı, son periyottaki etkili oyunuyla uzatmalara taşıyan Sarı-Lacivertli Ekibimiz, uzatma dakikalarında da iyi oyununu devam ettirip maçı on sayılık farkla 74-84 kazandı. Takımımız bu galibiyet ile ligin ikinci yarısına iyi bir başlangıç yapmış oldu.
Bu sezona istediği gibi başlayamayan takımımız, ligin ilk yarısında 10 galibiyet ve 5 mağlubiyet alarak puan sıralamasında 6. sırada yer alıyordu. Ligin ikinci yarısına yeni salonun verdiği moralle başlayacak olan takımımızdan elbette ki en büyük beklentimiz sezonun ilk yarısındaki, o her maç birbirini tutmayan, devamlılığı olmayan görüntüsünden kurtulup artık her maç bir önceki maçta gösterdiği performansı sergileyebilen hatta onunda üzerine çıkan bir Fenerbahçe Ülker. Ancak dün gördük ki bu şu an için gerçekleşmiş değil. Trabzonspor basketbol olarak ligimizdeki 2. hatta 3. sınıf bir takım. Bizim dün bu takıma karşı rahat bir şekilde kazanmamız gerekiyordu. Rakibin kurduğu taraftar baskısı belki oyuncularımızda bir konsantrasyon eksikliğine yol açmış olabilir ancak kadromuzdaki her oyuncunun bu tür atmosferleri oynama tecrübesi ve yeteneği var. Bizi en çok endişelendiren noktada bu aslında. Bu sene bir türlü oyuncularımızın gerçek performanslarını izleyemedik. Son haftalarda Bojan, Oğuz, Tomas ve özellikle Fenerbahçe'ye geldiğinden beri belkide en başarılı sezonunu geçiren Kaya iyi durumda olsalarda bu oyuncularımızın dışındaki diğer oyuncular şu anda gerçek performanslarının çok çok altında. Sadece oyuncularımız değil coach Spahija'da kendi performansına bir türlü ulaşamadı. Her maç hatalar yapmaya devam ediyor.
Dediğim gibi Trabzona karşı maçı çok erkenden koparmalıydık. Ancak bu olmadı. Maçın son periyoduna kadar hep gerideydik. Hatta üçüncü periyotta Trabzon farkı 13 sayıya kadar çıkarmıştı. Bu takım karşısında maçın içerisinde 13 sayı geriye düşmek oldukça düşündürücü. Bu duruma gelmenin birçok nedeni vardır elbet. Ama ben tek bir nedenden bahsedeceğim. "Pota Altı Savunması" Dün oynanan maçta pota altımızı özellikle Elton Brown çok etkili kullandı. Topu pota aldığımızda her aldığında sayıyla döndü. Birde bu yetmezmiş gibi birçokta basket faul kazandırdık rakibe. Eğer pota altında faul yapmaya karar verdiysen o top o potaya girmeyecek arkadaş. Dün bu zaafımızdan çok sayı buldu Trabzon. Bir de üstüne hücumda bitirici olamayışımız eklenince sahada herşey gittikçe zorlaştı. Maçın ilk üç periyodunda hiç bir varlık gösteremememizin en büyük nedeni bana göre bunlardı. Ancak bu dakikalarda takım adına savaşan kahramanlarada değinmeden olmaz; Bojan Bogdanovic, Kaya Peker, Marko Tomas ve Mirsad Türkcan!! Bu dört isim sahada herşey kötü giderken sorumluluk almaktan kaçınmadı. Savunma ve hücum hattında tıkandığımız anlarda hep ilk imdadımıza koşan bu dört isim oldu. Sorumluluk aldılar, şut kullandılar, savunmada çok fazla efor sarfettiler. Maçı kazandıysak bu dört oyuncunun çok büyük emek ve özverisi ile kazandık.
Gelelim maçın krılma dakikalarına. Yani dördüncü periyoda. Bu ana kadar hücumda takımımızı sırtlayan isimlerin başında olan Bojan Bogdanovic'in arka arkaya bir üç sayı, birde smaç ile bitirdiği hücumlara Marko Tomas'ta katkı yapınca bir anda son periyada 9-0'lık bir seriyle başladık. On sayı geride girdiğimiz son periyotta farkı bir anda bir sayıya düşürdük. Takımımızın üst üste bulduğu sayılar karşısında Trabzonspor mola almak durumunda kaldı. Mola Trabzon'a yaramış olacak ki, dönüşünde Jonathan Gibson ile periyottaki ilk sayılarını buldular. Ardından boş döndüğümüz hücumda potamızda Jonathan Gibson'ın üçlüğünü de görünce maçın bitimine 6 dakika kala yeniden 6 sayı geriye düştük. Bojan, Emir ve Tomas'ın arka arkaya bulduğu üçlüklerle uzun bir aradan sonra öne geçmeyi başardık. Bu dakikadan itibaren karşılıklı basketlerle geçilen maçta kırılma noktası ise; bitime son 20 saniye kala 66-68 öndeyken Emir'in kullandığı iki serbest atışıda kaçırması oldu. Bu atışlardan biri sayı olsaydı maç uzatmaya kalmayacaktı. Ardından sayı çizgisine giden Jonathan Gibson iki atışıda baskete çevirince maç uzatmaya gitti.
Son periyotta on sayılık farktan geri dönen Sarı-Lacivertli Ekibimiz bunun vermiş olduğu moral ile uzatma periyodunada fırtına gibi başladı. Bojan Bogdanovic ve Mirsad Türkcan'ın etkili oyunuyla farkı 7 sayıya çıkardık. Hücumda Bojan ve Mirsad'ın etkili oyununa, savunmada da Kaya kritik anlarda yaptığı 2 blok ile destek verdi. Bu skor avantajını arttırarak koruyan takımımız sahadan da 74-84 galip ayrılmasını bildi.
Maçta 27 sayıyla oynayan Bojan Bogdanovic maçın ve takımımızın en skorer ismi oldu. Son haftalardaki çıkışını sürdüren genç oyuncu artık ben bu takımın en büyük skor opsiyonuyum mesajınıda herkese vermeye başladı. Kritik anlarda sorumluluk alması ve geldiği günden beri en büyük dezavantajı olarak görülen oyunun savunma yönünü de çok geliştirmesi Bojan'ın geleceği için ve takımımız için büyük bir kazanç. Kendine bulmaya başladı. Avrupa'nın en genç skorerlerinden biri olduğunu şimdilerde bizlere de ispatlıyor. Fenerbahçe Ülker'e hoşgeldin Bojan!
Mirsad Türkcan.. Aslında bu ismi duyduğumuzda söyleyecek o kadar çok şey var ki, onları anlatmaya sayfalar yetmez. Tartışmasız Türk Basketbolunun en önemli yıldızlarından biri. "winner" özelliğiyle çok fazla dikat çeken bir isim. Sahada bulunduğu dakikalarda o hırsıyla sadece kendisini değil, takım arkadaşlarını ve taraftarları da ateşleyebilme özelliğine sahip. Sahada hiç skor katkısı vermese bile mutlaka olması gereken bir oyuncu.. Belki hücumda bulacağı sayıları değil ama takım arkadaşlarını hırslandırıp, ateşlemesi bize çok maç kazandırır. Avrupa Basketbolunda da efsane olmuş bir isim. Euroleague'in gelmiş geçmiş en iyi ribaundcusu olmak her babayiğidin harcı değildir. Bu onur Mirsad Türkcan'ın..
Gelelim Kaya Peker'e. Fenerbahçe'ye geldiği günden beri en etkili oyununu oynuyor. Belkide hücumda çok fazla üretkenlik sağlamıyor ama savunmada ortaya koyduğu yürek ve mücadele ayakta alkışlanacak cinsten. Panathinaikos maçı öncesi savunmamızda en çok güven veren isim konumunda. Gerçek Kaya'yı bizlere izlettirmeye başladı.
Bir dipnotta Trabzon taraftarına.. Maçta, Başkanımıza ve oyuncularımıza toplu halde etmedikleri küfür ve hakaret kalmadı. Ancak gelin görünki sadece maçta bir tane anons yaptırıldı. Bunu neden yazdığımı hepiniz anlamışsınızdır. Bunun üzerinde fazla durmak istemiyorum çünkü herşeyin ne olduğu açıkça ortada. Sadece verilecek cezayı çok merak ediyorum. Trabzon taraftarına son olarakta yazımda kullandığım yukarıdaki fotoğrafı hatırlatmak istiyorum. Kendi evinizde sizi susturmak bizim için büyük bir zevkti. Yukarıdaki fotoğrafı hediye kartpostal olarak Trabzonlu dostlarımıza(!) göndermek isterseniz kartın arkasına; "Trabzon taraftarına, Bojan Bogdanovic’ten sevgilerle…" yazmayı unutmayın.
Şimdi önümüzde kritik bir Panathinaikos maçı var. 2 Şubat Perşembe akşamı 20:30'da, Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da oynanacak olan bu maçta yine salonu doldurup, takımımıza en büyük desteği vermemiz gerekiyor. Panathinaikos kendi evimizde yenebileceğimiz bir takım. Yeter ki oyuncular ve taraftarlar buna inansın. Mücadelenin biletleri biletix'ten satışa sunuldu. Zaman kaybetmeden almanızı öneririm.
Bu sezona istediği gibi başlayamayan takımımız, ligin ilk yarısında 10 galibiyet ve 5 mağlubiyet alarak puan sıralamasında 6. sırada yer alıyordu. Ligin ikinci yarısına yeni salonun verdiği moralle başlayacak olan takımımızdan elbette ki en büyük beklentimiz sezonun ilk yarısındaki, o her maç birbirini tutmayan, devamlılığı olmayan görüntüsünden kurtulup artık her maç bir önceki maçta gösterdiği performansı sergileyebilen hatta onunda üzerine çıkan bir Fenerbahçe Ülker. Ancak dün gördük ki bu şu an için gerçekleşmiş değil. Trabzonspor basketbol olarak ligimizdeki 2. hatta 3. sınıf bir takım. Bizim dün bu takıma karşı rahat bir şekilde kazanmamız gerekiyordu. Rakibin kurduğu taraftar baskısı belki oyuncularımızda bir konsantrasyon eksikliğine yol açmış olabilir ancak kadromuzdaki her oyuncunun bu tür atmosferleri oynama tecrübesi ve yeteneği var. Bizi en çok endişelendiren noktada bu aslında. Bu sene bir türlü oyuncularımızın gerçek performanslarını izleyemedik. Son haftalarda Bojan, Oğuz, Tomas ve özellikle Fenerbahçe'ye geldiğinden beri belkide en başarılı sezonunu geçiren Kaya iyi durumda olsalarda bu oyuncularımızın dışındaki diğer oyuncular şu anda gerçek performanslarının çok çok altında. Sadece oyuncularımız değil coach Spahija'da kendi performansına bir türlü ulaşamadı. Her maç hatalar yapmaya devam ediyor.
Dediğim gibi Trabzona karşı maçı çok erkenden koparmalıydık. Ancak bu olmadı. Maçın son periyoduna kadar hep gerideydik. Hatta üçüncü periyotta Trabzon farkı 13 sayıya kadar çıkarmıştı. Bu takım karşısında maçın içerisinde 13 sayı geriye düşmek oldukça düşündürücü. Bu duruma gelmenin birçok nedeni vardır elbet. Ama ben tek bir nedenden bahsedeceğim. "Pota Altı Savunması" Dün oynanan maçta pota altımızı özellikle Elton Brown çok etkili kullandı. Topu pota aldığımızda her aldığında sayıyla döndü. Birde bu yetmezmiş gibi birçokta basket faul kazandırdık rakibe. Eğer pota altında faul yapmaya karar verdiysen o top o potaya girmeyecek arkadaş. Dün bu zaafımızdan çok sayı buldu Trabzon. Bir de üstüne hücumda bitirici olamayışımız eklenince sahada herşey gittikçe zorlaştı. Maçın ilk üç periyodunda hiç bir varlık gösteremememizin en büyük nedeni bana göre bunlardı. Ancak bu dakikalarda takım adına savaşan kahramanlarada değinmeden olmaz; Bojan Bogdanovic, Kaya Peker, Marko Tomas ve Mirsad Türkcan!! Bu dört isim sahada herşey kötü giderken sorumluluk almaktan kaçınmadı. Savunma ve hücum hattında tıkandığımız anlarda hep ilk imdadımıza koşan bu dört isim oldu. Sorumluluk aldılar, şut kullandılar, savunmada çok fazla efor sarfettiler. Maçı kazandıysak bu dört oyuncunun çok büyük emek ve özverisi ile kazandık.
Gelelim maçın krılma dakikalarına. Yani dördüncü periyoda. Bu ana kadar hücumda takımımızı sırtlayan isimlerin başında olan Bojan Bogdanovic'in arka arkaya bir üç sayı, birde smaç ile bitirdiği hücumlara Marko Tomas'ta katkı yapınca bir anda son periyada 9-0'lık bir seriyle başladık. On sayı geride girdiğimiz son periyotta farkı bir anda bir sayıya düşürdük. Takımımızın üst üste bulduğu sayılar karşısında Trabzonspor mola almak durumunda kaldı. Mola Trabzon'a yaramış olacak ki, dönüşünde Jonathan Gibson ile periyottaki ilk sayılarını buldular. Ardından boş döndüğümüz hücumda potamızda Jonathan Gibson'ın üçlüğünü de görünce maçın bitimine 6 dakika kala yeniden 6 sayı geriye düştük. Bojan, Emir ve Tomas'ın arka arkaya bulduğu üçlüklerle uzun bir aradan sonra öne geçmeyi başardık. Bu dakikadan itibaren karşılıklı basketlerle geçilen maçta kırılma noktası ise; bitime son 20 saniye kala 66-68 öndeyken Emir'in kullandığı iki serbest atışıda kaçırması oldu. Bu atışlardan biri sayı olsaydı maç uzatmaya kalmayacaktı. Ardından sayı çizgisine giden Jonathan Gibson iki atışıda baskete çevirince maç uzatmaya gitti.
Son periyotta on sayılık farktan geri dönen Sarı-Lacivertli Ekibimiz bunun vermiş olduğu moral ile uzatma periyodunada fırtına gibi başladı. Bojan Bogdanovic ve Mirsad Türkcan'ın etkili oyunuyla farkı 7 sayıya çıkardık. Hücumda Bojan ve Mirsad'ın etkili oyununa, savunmada da Kaya kritik anlarda yaptığı 2 blok ile destek verdi. Bu skor avantajını arttırarak koruyan takımımız sahadan da 74-84 galip ayrılmasını bildi.
Maçta 27 sayıyla oynayan Bojan Bogdanovic maçın ve takımımızın en skorer ismi oldu. Son haftalardaki çıkışını sürdüren genç oyuncu artık ben bu takımın en büyük skor opsiyonuyum mesajınıda herkese vermeye başladı. Kritik anlarda sorumluluk alması ve geldiği günden beri en büyük dezavantajı olarak görülen oyunun savunma yönünü de çok geliştirmesi Bojan'ın geleceği için ve takımımız için büyük bir kazanç. Kendine bulmaya başladı. Avrupa'nın en genç skorerlerinden biri olduğunu şimdilerde bizlere de ispatlıyor. Fenerbahçe Ülker'e hoşgeldin Bojan!
Mirsad Türkcan.. Aslında bu ismi duyduğumuzda söyleyecek o kadar çok şey var ki, onları anlatmaya sayfalar yetmez. Tartışmasız Türk Basketbolunun en önemli yıldızlarından biri. "winner" özelliğiyle çok fazla dikat çeken bir isim. Sahada bulunduğu dakikalarda o hırsıyla sadece kendisini değil, takım arkadaşlarını ve taraftarları da ateşleyebilme özelliğine sahip. Sahada hiç skor katkısı vermese bile mutlaka olması gereken bir oyuncu.. Belki hücumda bulacağı sayıları değil ama takım arkadaşlarını hırslandırıp, ateşlemesi bize çok maç kazandırır. Avrupa Basketbolunda da efsane olmuş bir isim. Euroleague'in gelmiş geçmiş en iyi ribaundcusu olmak her babayiğidin harcı değildir. Bu onur Mirsad Türkcan'ın..
Gelelim Kaya Peker'e. Fenerbahçe'ye geldiği günden beri en etkili oyununu oynuyor. Belkide hücumda çok fazla üretkenlik sağlamıyor ama savunmada ortaya koyduğu yürek ve mücadele ayakta alkışlanacak cinsten. Panathinaikos maçı öncesi savunmamızda en çok güven veren isim konumunda. Gerçek Kaya'yı bizlere izlettirmeye başladı.
Bir dipnotta Trabzon taraftarına.. Maçta, Başkanımıza ve oyuncularımıza toplu halde etmedikleri küfür ve hakaret kalmadı. Ancak gelin görünki sadece maçta bir tane anons yaptırıldı. Bunu neden yazdığımı hepiniz anlamışsınızdır. Bunun üzerinde fazla durmak istemiyorum çünkü herşeyin ne olduğu açıkça ortada. Sadece verilecek cezayı çok merak ediyorum. Trabzon taraftarına son olarakta yazımda kullandığım yukarıdaki fotoğrafı hatırlatmak istiyorum. Kendi evinizde sizi susturmak bizim için büyük bir zevkti. Yukarıdaki fotoğrafı hediye kartpostal olarak Trabzonlu dostlarımıza(!) göndermek isterseniz kartın arkasına; "Trabzon taraftarına, Bojan Bogdanovic’ten sevgilerle…" yazmayı unutmayın.
Şimdi önümüzde kritik bir Panathinaikos maçı var. 2 Şubat Perşembe akşamı 20:30'da, Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da oynanacak olan bu maçta yine salonu doldurup, takımımıza en büyük desteği vermemiz gerekiyor. Panathinaikos kendi evimizde yenebileceğimiz bir takım. Yeter ki oyuncular ve taraftarlar buna inansın. Mücadelenin biletleri biletix'ten satışa sunuldu. Zaman kaybetmeden almanızı öneririm.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder