A Milli Basketbol Takımımızın ve Fenerbahçe Ülker'in başarılı oyuncusu Oğuz Savaş, Milli Takımın İstanbul'da devam eden hazırlık turnuvasında Taraf gazetesi muhabiri Kemal Ilıkkan'a bir röportaj verdi. Milli Takımın Slovenya'da düzenlenecek Eurobasket 2013'teki şansını, hazırlık dönemini Fenerbahçe Ülker'in hedeflerinden bahsedilen röportaj şu şekilde:
- 12 Dev Adam” geçmiş şampiyonların aksine bu kez eleştirilerin gölgesinde gidiyor. Hem koç tercihi, hem de koçun kadro tercihi basketbolseverleri pek hoşnut etmedi açıkçası. Üzerine bir de hazırlık maçlarındaki görüntü eklenince, sanki seyircinin beklentisi biraz düştü. Ne düşünüyorsun?
Açıkçası, bu söylediklerin bizi motive eden şeyler. Biz de gazetelerden olsun sosyal medyadan olsun turnuva öncesi nasıl bir hava olduğunun farkındayız. Tanjevic de federasyon da eskiden beri eleştirilir. Yeni bir şey değil bu. Belki birazda Gezi olaylarının ve Cenk’in (Akyol) etkisi oldu. Olumsuz görüşlere takılmak gibi bir şansımız yok. Milli forma için mücadele ediyoruz sonuçta. Ve bize yönelik bu olumsuz algıyı kırmak istiyoruz. En büyük motivasyon kaynaklarımızdan biri de bu oldu diyebilirim. İlk üç hazırlık maçımızda evet iyi değildik. Ama bu ölçü olmamalı. Sonuçta Bormio’daki kamp yeni bitmişti ve o maçlara “maç ciddiyeti”yle hazırlanmamıştık.
- Şu anki kadroya baktığımız zaman, 87 jenerasyonundan bir tek sen ve Ersan, yıldız takımdan bu yana A Milli takıma kesintisiz geldiniz ve devam ediyorsunuz. EuroBasket 2009 ve 2011 ile 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasında forma giydiniz. Slovenya’daki gerçekçi hedefiniz nedir?
87 jenerasyonu alt yapılardan beri milli takım havasını soludu. Kesintiler olan oldu. Dediğin gibi Ersan’la ben devam ediyoruz. Ve şampiyona atmosferlerini Hidayet abi gibi, Kerem abi gibi çok iyi biliyoruz. Oldukça zor bir grubumuz var. İtalya, Rusya, Yunanistan, Türkiye dörtlüsünden birisi henüz grup aşamasında veda edecek. O yüzden ilk hedefimiz gruptan çıkmak. Sonrası ise maç maç düşünülecek bir şey. Turnuva atmosferi derken bunu kastediyorum. Oradan finale gidecek, madalya gidecek tecrübemiz var. En azından dünya şampiyonası vizesi alacak klasmana girmeliyiz.
- 2009’da (Polonya) şampiyon İspanya’yı yenmiştik ama gerisi gelmemişti. 2011’de (Litvanya) de beklentiler ve hedefler büyüktü ama sonrasında yine hayalkırıklığı yaşamıştık. Bu kez beklenti o kadar büyük değil açıkçası. Bir sürpriz gelir mi?
EuroBasket 2009 çok iyi oynadığımız şampiyonalardan biriydi. Grup maçlarını çok iyi geçmiştik. Çeyrek finaldeki Yunanistan maçını hâlâ unutamıyorum. Hakemler, tercihler vesaire derken elendik. İyi oynamaya başlamıştık ama dediğim gibi Yunanistan’ı geçebilseydik belki finale yürüyecektik. Keza, 2011’deki Sırbistan maçı. Son üçlük çemberin içinden çıkmıştı neredeyse... Ama 2009’daki o performans 2010’un habercisiydi. Kerem Tunçeri’nin o son saniye turnikesini hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. Dediğim gibi, bazen o topun çemberden geçmesi sadece sayı anlamına gelmez. Basketbol böyle bir oyun. Ardından Amerika ile dünya finali oynadık. Rüya gibiydi. Dünya şampiyonası finalini kaybettiğimize üzülmek de enteresan bir duygu. Son iki EuroBasket’te iyi oyunumuzu ödüllendiremedik ama inşallah bu kez başaracağız.
- Akdeniz Oyunları’ndaki performansın bir hayli etkileyiciydi. 16 sayı ortalamaya kadar çıktın ve Slovenya’da da kenardan gelip iyi şeyler yapman bekleniyor senden.
Bana verilen görevin her zaman en iyisini yapmaya çalışıyorum. İyi bir hazırlık dönemi geçirdik ve Slovenya’da da elimden geleni yapacağım.
OBRADOVİC “Final Four” DEMEK
Herkes gibi biz de Obradovic’in geldiğini öğrenince inanılmaz bir heyecan duyduk. Sonuçta Avrupa’nın en büyük koçundan bahsediyoruz. Gittiği her takımda ilk senesinde Euroleague şampiyonluğu yaşamış. Umarım bizde aynı başarıyı yakalarız. En az senin kadar sabırsızlanıyorum neler olacağını görmek için.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder