Fenerbahçe Ülker için 2011/2012 sezonu kabus gibi geçti desek yeridir. Sezon başı koyulan hedeflerin hiçbirine ulaşadık bu sezon. Yanlış transfer politikası, içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreç, ardarda gelen talihsiz sakatlıklar ve nicelerini sayabiliriz belki sebep olarak. Ancak bunların hiçbiri son 5 yılda Türk Basketboluna ambargo koyan bir takımın bu sezon Euroleague'e Top 16'da, Türkiye Kupası ve lige çeyrek finalde veda etmesine mazeret olamaz. Taraftarın kulüp ve camia için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığı bir sezonda Erkek Basketbol'da bu kadar sönük kalınması açıkçası her taraftar gibi benide derinden üzdü. Her sene şampiyon olunacak diye bir kaide yok elbet. Ama sahada ortaya konulan bir oyunda yoktu bu sezon. Şube yönetiminin ve Sayın Nedim Karakaş'ın sürekli sakatlıklar üzerinden günü kurtarmaya yönelik açıklamaları taraftar için hiçbirşey ifade etmiyordu. Biz taraftarlar için en önemlisi belkide galibiyetten de önemlisi; sahada yüreğiyle oynayan ve akıttığı terle o çubuklu formayı sonuna kadar ıslatan sporcular görmek. Bunu sezon içerisinde yapan sporcularımızda vardı elbet. Onları tenzih ederek söylüyorum.
Neyse belki bunlar biraz duygusal yorumlardı biz gelelim real yorumlarımıza. Bu sezon öyle veya böyle bitti gitti. Şimdi önümüze bakmak lazım. Son 5 yıldaki Fenerbahçe'yi yeniden yaratmak lazım. Bunun içinde gelecek sezonun planlamalarına başlamak lazım. Şu anda burada yazacaklarım bugünün gelişmeleri. Yani Kongreden sonra yeni kurulacak yönetim ve yeni seçilecek Basketbol Şubesinden sorumlu yöneticimiz nasıl bir yol izleyecek bilemem. Ancak kongreden sonra yönetim belirlenip çalışmalar başladığında bu kez o zamanın gelişmeleriyle ilgili de bir yazı yazarım. İlk önce koç meselesine değinelim. Dün Spahija maçtan sonra yaptığı açıklamalarda gideceğinin sinyallerini verdi. Bunun aksini bekleyende yoktur zaten. Spahija belki bu sezon formunda değildi, takımı çok kötü yönetti. Bunların hepsi onun Fenerbahçe'deki sonunu hazırladı. Belki coach olarak Fenerbahçe'de yer almayacak ama dün akşam dediği gibi bir taraftar olarak her zaman bu camianın içerisinde kalacak bir isim. Şimdiden yolu açık olsun diyelim.
Gelelim yerine getirilecek isime..Benim en büyük beklentim bu sezon takımlarından ayrılacakları konuşulan Ivkovic ve Obradovic ikilisinden birinin takımın başına getirilmesi. Hatta Avrupa basınında da özellikle Obradovic'le Fenerbahçe Ülker'in adı çok sık anılır olmuştu. Ancak bugün gelen haberler açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Takımın başına Ertuğrul Erdoğan'ın getirilmesi yönünde bir düşünce varmış. Bundan Ertuğrul Hoca'ya güvenmediğim şeklinde anlaşılmasın. Ben şu şartlarda yerli hocaya pek sıcak bakmıyorum. Diyeceksiniz ki neden? Bir kere ülkemizdeki taraftar profili belli. Başarıya endeksli bir yapımız var. Bu her takım için geçerli. Ertuğrul Hoca takımın başındayken ardarda alınacak sonuçlar hemen gitmeli mi kalmalı mı yorumlarına ve eleştirilere yol açacak. Ülkemizde şu gerçek varki; yerli hocaya yabancılar kadar şans tanınmıyor.. Bu nedenle ben sezon içerisinde yaşanacak en ufak bir başarısızlıkta hemen Ertuğrul Hoca'nın taraftar tarafından baskı altına alınacağını düşünüyorum. (Orhun Ene'nin Milli Takım başında geçirdiği Avrupa Şampiyonası'nın ardından çıkan eleştiriler gibi) Tabiki şu varsayımıda göz ardı etmeyelim. Ertuğrul Hoca takımın başında başarılı olursa ne olur? Bu hepimizin gerçekleşmesini en çok istediğim şey olur. Kendisine taraftar olaraz bizler ekstra şans verebilirsek belki ilk sezonunda olmayabilir ama gelecek yıllarda Fenerbahçe Ülker'de büyük işler başarabileceğine inanıyorum. Bekleyip göreceğiz. İnşallah Ertuğrul Hoca içinde yabancı gelecekse yabancı hoca içinde hayırlı olsun..
Oyuncularla ilgili ise henüz bir transfer gelişmesi yok. Bu büyük ihtimalle yine kongre sonrasında gerçekleşecektir. Ancak şubeden gelen haberlerde mevcut kadromuzdan bazı oyuncularla yola devam etmeme kararı alındığı söyleniyor. Sözleşmeleri biten Kaya Peker, Morris Finley ve Hakan Demirel ile yeni sözleşme imzalanmayacak. Ayrıca James Gist, Marko Tomas ve Gasper Vidmar ile de yolların ayrılacağı konuşuluyor. Ben Vidmar'ın tecrübeli bir coach ile tekrardan takıma kazandırılabileceğini düşünüyorum. Buna en güzel örnek Tanjevic'in son sezonundaki Vidmar performansı gösterilebilir. Vidmar çok çabuk faul problemi yaşayan ve hücumda istikrarsız bir görüntü çiziyor olsada iyi işlendiğinde ben takıma oldukça faydalı olabileceğini düşünüyrum. Tomas'ta aynı şekilde; çok iyi bir savunmacı ve gününde olduğu zaman yüzdeli şut sokabilen bir şutör. Yeterki sakatlığı kronik olmasın. Eğer kronik bir sakatlık durumu varsa bu bizim işimize gelmez. Diğer oyuncuların gönderilmesinde kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum. Henüz kesinleşmiş bir durum olmasada bu sezon takımdan ayrılacak tüm oyunculara bir Fenerbahçe taraftarı olarak teşekkür ediyorum.
Kongreden sonra yeni gelişmeleri değerlendirmek üzere bir yazı daha yazmak istiyorum. İsmet Abi'nin dediği gibi o zamana kadar; hayatınızdan basketbol hiç eksik olmasın. :) Futbol Takımımıza da Cumartesi ve Çarşamba günleri çıkacağı iki final maçında başarılar diliyorum. Çifte kupayla sezonu bitireceklerine inancımız tam.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder