En iyi genç oyuncu…
NBA'de forma giyen ilk Türk basketbolcu…
Euroleague'de 1000 ribaunta ulaşan ilk oyuncu…
Euroleague'in tüm zamanlardaki en iyi ribaundcusu...
MVP ödüllerine doyan ender bir oyuncu…
Mirsad Türkcan...
Fenerbahçe taraftarının göz bebeği, takımın dinamosu ve ateşleyici gücü, rakiplerin asla çekemediği bir sporcu.. Basketbolu bana sevdiren insan. Belki de benimle birlikte binlere, milyonlara sevidiren sporcu. Kariyerinin her dönemi apayrı bir başarı öyküsü. Her dönemi ödüllerle, şampiyonluklarla geçmiş inanılmaz bir kariyer. Oynadığı her takımda iz bırakmayı başaran ender basketbolculardan biri.. Kendi kariyeri dışında ülkesinede birçok ilki yaşatan önder bir sporcu. 19 yılını basketbola adamış bir insan.. Ve son durak Fenerbahçe Ülker!
2006 yılından itibaren giymeye başladığı Fenerbahçe formasıyla arasındaki bağ çok daha eskilere dayanan bir Fenerbahçeli. Maddiyatı, Sarı-Lacivert çubuklu aşkından üstün görmeyen, getirin boş kağıdı imzayı atayım diyen cömert bir spor insanı. Kendisine transferle ilgili sorulan bir soruya "Ben Fenerbahçeliyim. İsmim Fenerbahçe ile özdeşleşti. Taraftarla bütünleştim. Teklifleri için teşekkür ederim ama bize Fenerbahçe'den başka bir takımda oynamak yakışmaz" diyebilecek kadar sıkı bir Fenerbahçeli.
"Yaşı 36 olmuş daha ne kadar oynayacak ki?" diyenlere, 1,5 yıl sakatlık yüzünden oynamadığı dönemde "Artık dönemez" diyenlere en güzel cevabı hep sahada verdi Mirsad. Yaşıyla ilgili yorum yapanlara sahada 20 yaşındaki gençlerden daha çok koşarak, onlardan daha çok maça asılarak, onların pes ettiği anlarda ağabey vasıflarını kullanıp ayağa kaldırarak verdi cevabını. Artık dönemz diyenlere ise; Sadece 5 maçta oynadığı Euroleague Top 16 serisinde elde ettiği "Top 16'nın Ribaund Kralı" apoletiyle ve sahada akıttığı terin yanında kanla cevap verdi.
Yıldıramamışlardı Mirsad'ı. Çünkü onun kitabında; yenilmekten öte mücadele etmeden kaybetmek yoktu, zorluklar karşısında boynunu eğip kaderine razı olmak yoktu. Onun kitabında; en ufak bir umut varsa onun peşinden gitmek, sahada 40 sayı geride de olsa mücadeleden vazgeçmemek; topu kapmak için yerlere atlayıp, ribaundlara çıkmak vardı. Taraftarın ona karşı olan sevgiside bundandı işte. Çubukluyu hakkıyla taşıdığı, arma için savaştığı, takım için oynadığı için Mirsad Türkcan tekti. Sakatlık nedeniyle oynamadığı maçlarda bu yüzden tribünler "Mirsad" diye inliyordu. Taraftar onu hep parkede; ribaunda yükselirken, attığı üçlüklerden sonra tribüne dönüp sevgisini belli ederken, kenarda olduğu anlarda benchin arkasında topla ısınırken, kenardan bir coach edasıyla arkadaşlarına taktik ve moral verirken görmek istiyordu.
Ama bugün bizler için üzücü bir haber geldi Mirsad'tan. 19 yıllık aktif basketbol kariyerini noktalayacağını açıkladı Mirsad. Benim gibi basketbolu onunla sevmiş binlerin, milyonların gözleri doldu bu habere. Eski anılar canlandı hemen gözlerde. Ve tekrar tekrar okuduk o haberi belki yanlış okuyoruz diyerekten. Ama haber doğruydu. Fenerbahçe'nin mücadeleci ruhu, ssahadaki savaşçısı, ateşleyicisi artık parkede olmayacağını açıkladı.
21 yada 22 Temmuzda düzenleyeceği basın toplantısıyla bu kararını açıklayacağını ve büyük ihtimallede bu kararından geri dönmeyeceğini söyledi Türk Basketbolunun efsanesi. "Yıllarca basketbol oynadım, arzuladığım tüm hedeflerime ulaştım. Zirvedeyken de bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Zaten vücudum da çok yoruldu. Bu dakikadan sonra da, Türkiye’de, Fenerbahçe’den başka takımda asla oynamam, zaten bana da böyle bir şey yakışmaz. Kemal ağabeyle de (Kemal Dinçer) konuştum, aynı şeyleri ona da söyledim. O da beni tebrik etti. 1-2 sene daha oynayabilirdim ama dediğim gibi Fenerbahçe dışında bir takımda oynamam bana yakışmaz" diye de bizlerin dolan gözlerimizde daha fazla tutamadığımız damlaların akmasına neden olan sözleri de ekledi.
Ve devam etti; "Fenerbahçe’nin
bana yaptığı teklif paradan da önemli. Ben basketbolu bıraktıktan sonra
6 numaralı forma emekliye ayrılacak, forma salona asılacak. Bir daha da
6 numaralı formayı kimse giymeyecek. Bu teklif her şeyden daha önemli. 12 ya da 16
Eylül’de görkemli bir jübile maçı yapacağım. Jübile maçında rakibimiz
CSKA Moskova ya da Real Madrid olacak." diyerekten.. Bu biraz gülümsetti bizleri. Çünkü efsane hakettiği gibi uğurlanacaktı. Bu gururu yaşamayı haketmişti. Bu zamana kadar eklediği ilklerinin arasına; "Forması emekli edilen ilk Türk Basketbolcu" ünvanını da ekleyecekti. Üstelik Türk Basketbol Tarihinin bu zamana kadar görmediği bir şekilde görkemli bir jübile ile gerçekleşecekti bu ilk. Salona asılacak olan forma gönül verdiği Fenerbahçesinin forması olacak. Bu takımda artık hiç kimse 6 numaralı formayı giyemeyecek, salonda asılı bir şekilde gelecek nesillere Mirsad'ı anlatacak. İlerleyen yıllarda salona gittiğimizde her o formayı gördüğümüzde Mirsad'ı hatırlayacağız ve yanımıdaki eş-dost-çocuk her kimse ona dönüp; "Bak orada asılı olan forma var ya, Türk Basketbolunun en büyük efsanelerinden birinin forması. Böyle bir onuru yaşayan ilk basketbolcunun forması. O forma adam gibi adam; Mirsad Türkcan'ın forması" diyeceğiz.
Basketbolu bıraktıktan sonra ise takımdan kopmayacağını ve Fenerbahçe'de görev alacağını açıkladı. Zaten parkeden ayrılsa bile bu kulüpten ayrılamazdı. Bırakmazdı taraftar onu. Parkede onu görmeyi hepimiz çok özleyeceğiz.
Bize bu zamana kadar yaşattığın tüm başarılar için TEŞEKKÜRLER MİRSAD TÜRKCAN. Salonda asılı duracak olan 6 NUMARA; hep seni hatırlatacak bizlere...
Seni unutmayacağız cesur yürek !
YanıtlaSil