31 Aralık 2011 Cumartesi

Oğuz, 2000 sayı barajını aştı


Beko Basketbol Ligi'nin 12. haftasında Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynadığımız Galatasaray Medical Park maçı, Oğuz Savaş için farklı bir anlam ifade ediyordu. Dün akşam oynanan maça kadar, Oğuz'un kendi lig kariyerinde toplam 1989 sayısı vardı. Mücadelede 11 sayı daha üretmesi durumunda kendi kariyeri için önemli bir rekora imza atacaktı. Oğuz Savaş, dün akşamki derbi maçta rakip potaya 14 sayı bırakarak kendi Lig kariyerinde toplam skor sayısını 2003'e yükseltti. Oğuz bu başarı ile Türkiye Basketbol Ligi'nde 2000 sayı baraşını aşmış oldu. Oğuz'u tebrik ediyor, başarılarının artarak devam etmesini diliyorum..

Oğuz Savaş'ın lig kariyeri boyunca oynadığı sezonlarda aldığı sayılar

2005-2006 sezonu: Ülkerspor - 234 sayı
2006-2007 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 219 sayı
2007-2008 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 293 sayı
2008-2009 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 332 sayı
2009-2010 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 323 sayı
2010-2011 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 429 sayı
2011-2012 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 173 sayı *
------------------------------------------ Toplam - 2003 sayı

(*) 2011-2012 sezonu devam etmektedir. Listeye bu sezon Beko Basketbol Ligi'nde oynanan 12 maçta Oğuz Savaş'ın atmış olduğu sayı katkısı yazılmıştır.

30 Aralık 2011 Cuma

Fenerbahçe sevgisi engel tanımaz!!


Tarih, 30.12.2011
Yer, Sinan Erdem Spor Salonu
Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Medical Park maç sonu
Sarı-Lacivert'e gönül verenler tribünde seviniyor, zıplıyor, galibiyeti kutluyor
Ama sahada bir kardeşimiz, ağabeyimiz, renkdaşımız...
Belki de 15.000 kişiden daha fazla atıyor o an kalbi,
15.000 kişiden daha çcşkuyla kutluyor bu derbi galibiyetini
Ama nasıl?
Resmin sağında boş duran bir tekerlekli sandalye
Sol tarafta ise engelleri kaldırmış, yüreğindeki Fenerbahçe sevgisini ortaya çıkarmış bir insan
İşte bu şekilde kutluyor derbi galibiyetini,
Curtis'le omuz omuza vermiş, Fenerbahçesi için tek ayağı üzerinde zıplayarak kutluyor
Biz boşuna demiyoruz; Fenerbahçe sevgisi Engel Tanımaz! diye..

Top 16 G Grubu değerlendirmesi


Bu yıl İstanbul'da Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenecek olan Turkish Airlines Euroleague Final Four'una kalabilmek için 16 takımın kıyasıya mücadele edeceği ve Top-8'e yükselip Final Four yolunda önemli bir basamağı atlamaya çalışacağı kuralar geçtiğimiz günlerde çekilmişti. Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, Turkish Airlines Euroleague Top 16'da G Grubu'nda mücadele edecek. Takımımızın grubunda son Euroleague şampiyonu Panathinaikos Athens, Rus temsilcisi Unics Kazan ve İtalyan temsilcisi EA7 Emporio Armani yer alıyor.

Takımları tek tek değerlendirmeye geçmeden önce grubumuzla ilgili kısa bir genel değerlendirme yapmak istiyorum. Bu grup bana göre normal sezonda olduğu gibi son hafta maçlarına kadar mücadelenin devam edeceği bir grup olmayacaktır. Sarı-Lacivertli Ekibimizin içerde oynayacağı Panathinaikos maçının sonucuna göre ben grup liderliği şansımızında oldukça yüksek olduğuna inanıyorum. Bunu gerçekleştirmek içinde çok iyi bir fikstüre sahip olduğumuzu düşünüyorum. Fikstüre göre ilk hafta deplasmanda oynayacağımız Unics ve sonra ard arda iki hafta içeride oynayacağımız Pana ve Emporio Armani maçlarını kazanıp 3/0 ile başladığımız taktirde bu grubu ilk 2 içerisinde hatta lider olarak bitirebiliriz. Bunu gerçekleştirmek içinde elbette takımımızdaki eksiklerin giderilmesi de gerekiyor. Takımların detaylarına ise şimdi tek tek değinelim.

Fenerbahçe Ülker


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız normal sezonda A Grubu'nu ilk sırada tamamladı ve Top 16 kuralarına seri başı olarak katıldı. Sarı-Lacivertli Ekibimiz grupta oynadığı 10 maçta, 6 galibiyet, 4 mağlubiyet aldı. Bu mağlubiyetlerden iki tanesi (hem içerde hem dışarda) Caja Laboral'den, birer tane de içerde Gescrap Bilbao ve deplasmanda Olympiacos yenilgileriydi. Sezona çokta iyi bir başlangıç yapamayan takımımız ilk iki maçını kaybettikten sonra oynadığı 8 maçta 6 galibiyet almayı başardı. Grubun son haftasında ise deplasmanda Bennet Cantu'yu yenen takımımız grubunu ilk sırada bitirmeyi başardı. Ancak Final Four istiyorsak normal sezonda göze batan eksiklerimizi bir an önce gidermemiz lazım.

Özellikle pota altımızdaki istikrarsızlığı bir an önce çözmeliyiz. Oğuz her maç Cantu maçında oynadığı oyuna yakın bir maç çıkarmalı artık. Bundan 2-3 sene önce olsa daha tecrübesiz bu dalgalanmalar olabilir derdik ama artık Oğuz o krediyi atladı. Her maç performansını birbirine eş değer tutmak zorunda. Gasper Vidmar'ın ise en büyük problemi erken faul problemi. Geçtiğimiz günlerde Aydın Örs bu durumun Vidmar'da psikolojik olduğunu ve bunu gdermek için çalışacaklarını söylemişti. Umarım bunu bir an önce başarırlar. Vidmar pota altındaki sertliğimizin sigortası konumunda. Erken faul problemini atlattığı anda çok ama çom büyük katkılar sağlayacak. Kaya için artık söylenecek çok fazla söz yok. Yaşı ilerledi ama ne yazıkki oyunu her geçen gün geriliyor. Hücumda şut yüzdesi 0. Sadece kendi kendine oluşturduğu enteresan bir atış şekliyle düşük yüzdeyle de olsa sayılar buluyor. Savunmada önemli işler yapmıyor mu, yapıyor. Ancak
Top 16 maçlarında hücumda uzunlarımızıda etkili kullanmalıyız.

Normal sezonda göze batan bir diğer sıkıntımızda yeni transferlerin takıma henüz tam katkı veremiyor olmasıydı. Ancak son maçlarda gördüğümüz üzere hem Curtis, hem Gist, hemde Bojan Bogdanovic takıma daha da ısındılar ve her geçengün performansları artıyor. Engin ve Hakan'ın da süre aldıkları dakikalarda verimli oyunları bizim için çok değerli. O nedenle her zaman bu iki yerli guardımızı da hazır tutmakta fayda var. Ukic sakatlığın izlerini tam atlatmış derken, dünkü idmanda sakatlanmış ve parmağı kırılmış. 1 ay sahalardan uzak kalacak ve büyük ihtimalle de Top 16'daki ilk iki maçımızı kaçıracak. Ukic'in yokluğu takımı büyük oranda etkileyecektir. Ama burada da görev Curtis, Engin ve Hakan'a düşüyor. Onların görevide Ukic'in yokluğunu hissettirmemek. Sakatlıktan yeni çıkan Mirsad ve Tomas Top 16 maçlarına kadar hazır hale gelecektir. Özellikle bu iki oyuncumuzunda iyi bir şekilde geri dönmesi Top-8 yolunda bize önemli güç katacak. O nedenle Top 16 maçlarına kadar ligde süre alıp, performanslarına yavaş yavaş ulaşmaları sağlanmlı. 7 Ocak'tan itibaren maçlarımızı oynayacağımız Fenerbahçe Ülker Sports Arena'nın da takıma ekstra motivasyon ve güç katacağını düşünüyorum. Daha öncede dediğim gibi bu gruptan lider olarak çıkacak güce fazlasıyla sahibiz. Yeterki elimizdeki bu oyuncuları doğru yerde ve doğru zamanda kullanabilelim. Normal sezonda yaşadığımız sıkıntıları bir an önce halledip, oyuncularımızın tam performanslarını sergileyebilmelerini sağlayabilelim.

Panathinaikos Athens


Pana, son Euroleague şampiyonu ünvanıyla bu sezon mücadele ediyor. Sezon öncesi Yunanistan'da başlayan ekonomik kriz nedeniyle bu yıl maddi anlamda küçülmeye gidilip, takımdan önemli bazı oyuncularını göndermek durumunda kalsa da şu anda grubumuzun hem en tecrübelisi hemde mutlak favorisi konumunda bulunuyor. Ayrıca en büyük kozlarıda Avrupa'nın efsanevi koçu konumunda bulunan Obradovic'in takımın başında olması. 1999'dan beri takımın başında olan Obradovic, Pana'nın bu süreçte yakaladığı yüksek başarı ivmesinin bir numaralı mimarı. Pana, normal sezon grubunu 7 galibiyet 3 mağlubiyet ile ikinci sırada tamamladı. Kaybettiği üç maçın ikisi (hem içerde hem dışarda) CSKA Moskova'ya karşı. Diğer mağlubiyetini ise Brose Baskets deplasmanında aldı. Takımın sahadaki 1 numaralı beyni (aynı zamanda Avrupa'nın en iyi savunmacılarından biri olan) Dimitris Diamantidis.. Yunan guard hem oyun zekasıyla hemde sahadaki liderlik özellikleriyle takımın en etkili oyuncusu. Yunanistan'da kriz olmasına rağmen; Romain Sato, Mike Batiste, Nick Calathes, David Logan ve Sarunas Jasikevicius gibi Avrupa'da kendini kanıtlamış ve üst düzey yıldızları hala bünyesinde barındırıyorlar. Sezon başı takımdan ayrılan Fotsis'in boşluğunu bir türlü kapatamadılar. Ancak iç saha maçlarında O.A.C.A.'da taraftarlarının yarattığı muhteşem atmosferle birlikte yenilmesi çok zor olan bir rakip. Fakat bana göre 2. torbadan çekebileceğimiz en iyi kura oldu bu. Maccabi ve Siena'ya oranla bu sezon daha kolay baş edebileceğimiz bir rakip Pana. Grubun açık favorisi olmalarına rağmen, Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da oynayacağımız maç grubun şekillenmesi açısından büyük önem taşıyacak. Pana'yı içerde yendiğimiz taktirde grup liderliği için çok büyük bir avantaj yakalamış oluruz. Geçtiğimiz sezonki gücünde olmamasına rağmen yine de son Euroleague şampiyonuyla oynayacağımızı ve bu kupayı 6 kez kazanmış olduklarını unutmamalıyız.

Unics Kazan


Unics geçtiğimiz sezon Eurocup şampiyonluğunu kazanmış bir takım. Bu sezon Euroleague'de ilk defa mücadele ediyorlar. Normal sezonda oynadıkları 10 maçta aldıkları 7 galibiyet ve 3 mağlubiyet ile bu sezon Euorleague'in sürpriz takımı olmayı başardılar. Grupta kendi sahasında Siena'ya ve hem içerde hemde dışarda Barcelona'ya kaybettiler. Kadrosunda ülkemizden de hatırlayacağımız gibi Lynn Greer, Terrell Lyday, Henry Domercant ve Petr Samoylenko var. Bu oyuncuların en büyük ortak yönü otuz yaş sınırını aşmış olmaları. Takımın normal sezondaki skor yükünü Domercant ve Lyday ikilisi çekti. Unics çok sert savunma yapan bir takım. Özellikle kendi sahasında oynadığı maçlarda pota altı oyuncuları adeta rakiplerine karşı duvar örüyorlar. Takıma normal sezonda sakatlığı nedeniyle hiç katkı verememiş olan Avustralyalı uzun Nathan Jawai'nin de dönecek olması özellikle pota altı rotasyonlarında Kazan'a çok daha geniş rotasyon sağlayacak. Deplasman olarak gruptaki diğer takımlara uzak olacak olması, deplasmana gidecek takımlar için de bir yorgunluk oluşturacaktır. Özellikle bizim ilk maçımızın Kazan deplasmanı olacak olması çok kritik. Bu deplasmanda ortaya konulacak oyun ve mücadele skoru bizim Top 16'daki kararlılığımızı gözler önüne serecek. Bu nedenle Unics küçük bütçeli bir takım olmasına rağmen asla küçümsenmeyecek bir rakip. Ancak şu da var ki kadro kalitesi olarak her iki maçtada Unics Kazan'ı yenebilecek güce sahip bir takımımız da mevcut.

EA7 Emporio Armani


EA7 Emporio Armani sezona flaş transferlerle başladı. Takımın başına Sergio Scariolo'nun getirilmesiyle birlikte çok yüksek paralar harcanarak silbaştan bir takım yaratılmaya çalışıldı. Ancak sezon başladığında görüldüki bu transferler takıma ne uyum sağlamış nede takım olma kimliği kazandırmış. Normal sezon grubunu 6 mağlubiyet 4 galibiyet ile dördüncü sırada tamamlayıp son anda kendilerini Top 16'ya atmayı başardılar. Yenenin bir üst tura çıkacağı son maçta Partizan'ı deplasmanda yenmeleri harcanan büyük paraların şimdilik hesabının sorulmasının üstünü örttü. Ama Milano'da gözle görülür bir uyumsuzluk var. Pota altına sezon öncesi yapılan Ioannis Bourousis, Antonis Fotsis, Leon Radosevic ve Mason Rocca ile isim bazında büyük ama performans olarak beklentilerin altında kalan bir rotasyona sahipler. NBA'deki lokavt süresi boyunca takıma dahil edilen Gallinari'nin lokavt'ın kalması sonucu NBA'e dönmesi Milano'yu çok fazla etkiledi. Geçtiğimiz hafta kadrolarına Alessandro Gentile’yi kattılar. Oyun kurucu mevkiinde ise tek alternatifleri Omar Cook konumunda bulunuyor. Ancak Cook'a yarımcı olması beklenen Jacopo Giachetti ve Ariel Filloy takımı sırtlayacak kapasitede değiller. Yıldız oyunculardan kurulu bir kadroya sahip olmalarına rağmen grubumuzun şuanki zayıf halkası konumunda bulunuyorlar.

Bu grupta çok çekişmeli ve güzel maçlar izleyeceğiz. Ayrıca çapraz gruptanda 1. sırada Barcelona ve 2. sırada Maccabi Tel Aviv'in geleceğini tahmin ediyorum. Final Four için bu grubu lider bitirip, çapraz grubun ikincisi olacağını tahmin ettiğim Maccabi ile saha avantajı bizim lehimize olacak şekilde karşılaşmamız Final Four şansımızı da oldukça fazla arttıracaktır.

Bu kura takımımıza hayırlı olsun. Umarım oynanacak altı maç sonunda da burada Final-Eight'te karşılaşacağımız takımın değerlendirmesini yaparız.. Takımımıza Top 16 maçlarında bir kez daha başarılar diliyorum. Attığınız basket olsun..

Galatasaray maçı öncesi sakatlık şoku!!


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, Beko Basketbol Ligi'nin 12. Haftasında bu akşam saat 20:00'de karşılaşacağı maçın son antrenmanını dün gerçekleştirmişti. Bu antrenmana uzun bir aradan sonra tam kadro çıkan takımımızda ne yazıkki sakatlık belası yine kendini gösterdi.

Antrenmanda Oğuz Savaş ile ikili mücedeleye giren başarılı oyun kurucumuz Roko Leni Ukic'in bu pozisyonda sağ el orta barmağı kırıldı. Hemen kontrol amacıyla hastaneye götürülen ve MR'ı çekilen Roko Ukic'in ameliyat edilmesine karar verildi.

Ukic bugün kırık olan parmağından ameliyat edilecek ve söylenene göre de yaklaşık 1-1,5 ay sahalardan uzak kalacak. Bu akşam oynanacak Galatasaray maçında cezalı olan Emir Preldzic'in oynayamayacak olmasına bir de sakatlık belası yüzünden Roko Ukic'te eklendi.

Son iki sezondur sürekli sakatlıklarla boğuşan bu takımın üstündeki kara bulutların bir an önce dağılması ve artık sakatlık belasının olmadığı güneşli günlerin gelmesini temenni ediyorum.

29 Aralık 2011 Perşembe

Top 16'da rakiplerimiz belli oldu


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın da mücadele edeceği Turkish Airlines Euroleague Top 16 Grupları, dün İspanya'nın Barcelona şehrinde çekilen kura ile belirlendi. Bu yıl 11-13 Mayıs 2012 tarihlerinde Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek olan Turkish Airlines Euroleague Final-Four'un da yer alabilmek için 16 takımın birbiriyle kıyasıya mücadelesine sahne olacak olan Top 16 Gruplarında, Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız G Grubu'nda yer aldı. Kuraya normal sezonu grup lideri olarak tamamladığı için seri başı olarak 1. torbadan katılan Sarı-Lacivertli Ekibimizin diğer rakipleri ise; son Euroleague şampiyonu olan Yunan temsilcisi Panathinaikos Athens, Rus temsilcisi Unics Kazan ve İtalyan temsilcisi EA 7 Emporio Armani oldu.

Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız 7 Ocak 2012'den itibaren lig maçlarında olduğu gibi Turkish Airlines Euroleague maçlarını da yapımı tamamlanan Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena'da oynayacak.

Top 16 grup maçları, 18 Ocak-1 Mart tarihleri arasında oynanacak. Gruplarında ilk 2 sırayı alan takımlar, eleme maçları (Final-Eight) oynamaya hak kazanacak. Beş maç üzerinden oynanacak eleme maçları ise 21 Mart tarihinde başlayacak ve 5 Nisan’da sona erecek. Eleme maçlarında başarılı olan 4 takım, İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’nda 11-13 Mayıs 2012 tarihleri arasında düzenlenecek Final Four’a katılmaya hak kazanacak.

Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın Top 16'daki maç programı ise şöyle:

18-19 Ocak 2012
Unics Kazan - Fenerbahçe Ülker
25-26 Ocak 2012
Fenerbahce Ülker - EA7 Emporio Armani
1-2 Şubat 2012
Fenerbahçe Ülker - Panathinaikos
8-9 Şubat 2012
Panathinaikos - Fenerbahçe Ülker
22-23 Şubat 2012
Fenerbahçe Ülker - Unics Kazan
29 Şubat - 1 Mart 2012
EA7 Emporio Armani - Fenerbahçe Ülker

26 Aralık 2011 Pazartesi

Spor Toto Erkekler Türkiye Kupası Konya’da


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızında yer alacağı Spor Toto Türkiye Kupası Final Grubu maçlarının oynanacağı tarih ve il açıklandı. Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan konuyla ilgili bugün bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamaya göre, Spor Toto Türkiye Kupası’nın final grubu maçları 15-19 Şubat 2012 tarihleri arasında Konya’da oynanacak. Konya’daki maçlara Konya Selçuklu Belediyesi Spor Salonu ev sahipliği yapacak.

Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız sezon öncesi, 6-8 Ekim 2011 tarihleri arasında Erzurum'da düzenlenen Spor Toto Türkiye Kupası Eleme Maçları B Grubunu lider olarak tamamlamış ve Final Grubuna katılma hakkı elde etmişti. Eleme Grubu ilk maçında Mersin Büyükşehir Belediye ile karşılaşan takımımız sahadan 77-82 galibiyetle ayrılmıştı. İkinci gün maçında Tofaş'la karşılaşan Sarı-Lacivertli oyuncularımız rakibini 88-65 mağlup ederek ikide iki yapmıştı. Grubun son maçında ise Olin Edirne ile karşılaşan takımımız, bu maçı da 83-57 kazanmış ve grubu namağlup lider olarak tamamlamıştı.

Geçtiğimiz yıl Spor Toto Türkiye Kupası'nda Finale kalan takımımız, Beşiktaş'ı, Kayseri'de oynanan maçta 81-72 yenmiş ve turnuvayı "Şampiyon" olarak tamamlamıştı. Sarı-Lacivertli Ekibimiz bu sezon "son şampiyon" ünvanını korumak ve Türkiye Kupası'nı bir kez daha kazanmak için 8'li finallerde mücadele edecek.

Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımızın şimdiden mücadele etmeyi garantilediği Spor Toto Kadınlar Türkiye Kupası Final Grubu maçları 7-11 Mart 2012 tarihleri arasında Antakya (Hatay)'da oynanacak. Maçlara Antakya Spor Salonu ev sahipliği yapacak. Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nde ilk devreyi, ilk 8 içinde bitiren takımların katılacağı Spor Toto Kadınlar Türkiye Kupası’nda yer alacak olan takımlar, 31 Aralık Cumartesi günü TKBL’de oynanacak 11. hafta maçları sonunda tam olarak belirlenecek.

Erkekler ve Kadınlar Spor Toto Türkiye Kupası maçları Sports TV’den canlı olarak yayınlanacak.

Spor Toto Türkiye Kupası’nda kura çekimlerinin gerçekleştirileceği, maç programlarının belirleneceği ve kupalar ile ilgili detaylı bilgilerin verileceği basın toplantıları maçların başlamasına bir hafta kala düzenlenecek. Basın toplantılarının tarihleri ile ilgili bilgiler, ilerleyen günlerde açıklanacak.

Eksiktik, mücadele ettik ama direnemedik


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Beko Basketbol Ligi'nin 11. Haftasında Banvit deplasmanına çıktı. Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu'nda oynanan mücadele baştan sona kadar başa gitti. Fakat önemli eksikleri olan takımımız maçın sonuna kadar direnemedi ve deplasmanda Banvit'e 70-66 mağlup oldu. Bu mağlubiyet ile takımımız ligdeki 3. yenilgisini almış oldu.

Banvit son 7 lig maçını ve son 3 Avrupa Kupası maçını kazanmış olarak karşımıza çıktı. Sezon başı yaşanan bocalama döneminin ardından coach Orhun Ene takımı çok iyi toparlamış ve bu uzun galibiyet serisi yakalamalarını sağlamış. Bize karşı oynanacak maçta bunlara ilaveten taraftar desteğini de arkalarına alacaklardı. Biz ise bu maça hafta içerisinde İtalya'da oynadığımız "ya tamam ya devam" maçının hemen ardından çıktık. Euroleague'de kaderimizi belirleyecek olan bu maçta her oyuncumuz çok yüksek efor sarf ederek, yüksek tempoda bir maç çıkardı. Son periyodun sonlarına kadar başa baş giden maçıda bu yüksek efor ve tempo sayesinde kazanmayı bildik. Ardından bir gün sonra yani Cuma günü uçak yolculuğuyla öğleden sonra 3'te İstanbul'a gelen kafilemiz, Banvit maçı öncesi ilk ve tek idmanını cumartesi günü öğlen saatlerinde yapmış ve aynı gün, akşam üstü de otobüs yolculuğuyla Bandırma'ya hareket edilmişti. Tüm bu ağır tempoyla ve yorgunlukla maça çıkacak olan takımımızın belkide tek artı yönü Euroleague'de grubu lider tamamlamanın verdiği moraldi. Fakat Ömer Onan'ın sakatlık sebebiyle, Emir Preldzic'in cezalı olması sebebiyle ve Curtis Jerrells'ın da yabancı kısıtlaması nedeniyle mücadelede oynayamayacak olmaları bizim için galibiyet şansını oldukça zora sokan faktörlerden biriydi.

Maç beklenildiği gibi çok çekişmeli başladı. Formda olan Banvit, eksiklerine ve yorgunluğuna rağmen son haftaların hem lig hemde Avrupa'da en formda olan takımınlarından birine karşı oynayacaktı. Bizim oyuncu rotasyonumuz bu maçta Banvit'e oranla çok daha kısıtlıydı. Sahaya 11 kişi çıktık ve bu 11 kişiden iki kişi (Metecan Birsen ve Berkay Candan) genç takımdan kadroya dahil edilen isimlerdi. Periyodun tamamında Banvit'e ağırlığımızı hissettirdik. Özellikle oyun kurucu pozisyonunda eline altın bir fırsat geçen Hakan Demirel'in bu şansını iyi kullanmak için ortaya koyduğu performans açıkçası hepimizin yüzünü güldürdü. Savunmada son maçın gizli kahramanlarından James Gist'in ve Bojan Bogdanovic'in sert tutumları Banvit'i zorlamaya başlamıştı. Her hücumda bulunan baskete karşı tarafında hemen cevap vermesi farkın açılmasını engelledi. Periyotta üç sayılık bir farkla Banvit üstünlüğünde geçildi.

İkinci periyotta da guard katkısını almayı sürdürdük. Özellikle Hakan'ın dış alandan, Ukic'in ise pota altı penetreleri ile Banvit karşısında üstünlüğü ele geçirdik. Fakat dün yaptığımız en kötü savunma olan dış sayı savunmasındaki zaaflarımızı iyi değerlendiren Banvit, bu periyotta eline geçen boş atışlardan yüksek yüzde bulunca maç yine kafa kafaya geldi. Bunun sonucunda da soyunma odasına bir sayılık farkla geride girdik.

İkinci yarıya ise Kaya ile çok hızlı başladık. Maç boyu neredeyse pota altına duvar ören Banvit'e karşı bu dakikalarda Kaya ile pota altı sayıları bulmaya başladık. Fakat yorgunluğun verdiği olumsuz etkiyle savunmamızı bir türlü istediğimiz seviyeye çıkartamadık. Maç boyu devam eden karşılıklı basketler, bu periyodun başlarında da olduğu gibi devam etti. Ancak özellikle periyot sonuna doğru ortaya koyduğumuz iyi basketbol ve akıllı hücumlar ile Banvit Karşısında farkı 8 sayıya kadar çıkardık. Tam da bu dakikada Banvit adına Serkan Erdoğan'ın devreye girmesi ve ard arda üçlük sayılık atışlar bulması skoru daha fazla açmamızı engelledi. Serkan'ın bireysel çabalarına rağmen son periyoda beş sayılık bir avantajla önde girmeyi başardık.

Son periyot açıkçası yorgunluğumuzun tavan yaptığı periyot oldu. Öyle ki bu zamana kadar hiç bir maçta yemediğimiz sayıda blok yedik. Ardarda yenen bloklardan sonra Banvit, Barış Ermiş'in sürüklediği hızlı hücumlarla kolay basketler bulmaya başladı. Bu dakikalarda bizde ise devreye Ukic girdi. Oyunu rakip sahada iyi kurmasına rağmen takımdaki diğer oyuncuların ona ayak uyduramaması Ukic'in bireysel katkısından başka bir getiri sağlamadı takıma. En faydalı olduğu zamanda Gist'in beş faulle oyun dışında kalması ise maçın kırılma anı oldu bana göre. Gist gibi atletik bir oyuncuyu kaybeden takım, rakip pota altında diri uzunlara karşı bir varlık gösteremedi. Cantu maçının yıldız ismi Oğuz, dün maçta etkisiz kaldı. Periyodun sonlarına doğru hakem hatalarının da sonuca eklenmesi ve bizim hücumdaki etkisizliğimiz sonucunda mücadeleyi 70-66 kaybettik.

Bu maçla ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum. İlki oyun kurucu katkımız.. Üç oyun kurucuyla oynadığımız maçta guardlarımızdan 23 sayı, 8 asistlik bir katkı aldık. Banvitte ise Barış Ermiş tek başına 5 sayı, 11 asistlik bir katkı yaptı takımı adına. Açıkçası Ukic neyse hafta içi maç oynadı ama Engin ve Hakan'dan daha yüksek bir skor katkısı beklerdim. Hakan maça iyi başlamıştı. İlk yarıyı 8 sayıyla tamamlamıştı fakat ondan sonra durdu. Engin ise maçta neredeyse hiç atış kullanmadı.. Engin kalitesindeki bir oyuncunun bu tür kritik ve zor geçmesi muhtemel maçlarda daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Şu ana kadar oynadığı bir kaç kritik maçta o sorumluluğu aldı ve başarılı da oldu ama dün potaya uzak oynamayı tercih etti. Engin'den ekstra bir skor katkısı gelseydi biz dün bu maçı kazanabilirdik.

Bir başka değinmek istediğim nokta ise hakemler. Sezon boyunca hiçbir maçta hakemlerle ilgili konuşmadım. Pek konuşmayı da sevmem ama Murat Biricik'in dün kü yönettiği maçı gördükten sonra bir kaç kelam etme zamanı geldiğini gördüm. Hakem maçı hatasız tamamlayacak diye bir zorunluluk yok. Elbette hepimiz insanız, gözümüzden kaçan ayrıntılar olabilir ama bir hakemin arka arkaya yanlış yapma hakkı YOK!! Dördüncü periyodun son dakikalarına doğru Banvit pota altında Oğuz'a yapılan "sözde blok"ların hepsi atlandı. Hadi ilkini atladın, karambole geldi göremedin orada duran iki hakem o sırada nereye bakıyordu? Hadi onlarda karambole geldi "göremediler". Peki Oğuz'a ve Bogdanovic'e arka arkaya Banvit pota altında vurulun "şamar"ları nasıl görmediniz ey hakem üçlüsü? Bildiğiniz şamar yedi adamlar. Üstelik bu Murat Biricik geçen sezon deplasmanda yine hakem hatalarının gündeme geldiği ve Pınar Karşıyaka'ya uzatmada kaybettiğimiz maçıda yöneten pardon "katleden" hakemdi. Yazıktır, günahtır. 7 günde 3 maç yapan bir takıma, galibiyet için sahaya çıkan ve eksiklerine rağmen mücadelesini bir dakika olsun bırakmayan bir oyuncu topluluğuna yapılan bu hatalar en kolay tabiriyle emek hırsızlığıdır. Dün coach Spahija'nın maç sonu açıklamalarını izleyemedim ama o da hakemlerden şikayetçiymiş diye duydum. Aklın yolu bir..

Son olarakta takımın geneli için birkaç şey söyleyip bu uzun yazıyı noktalayacağım. Dün maça çıkan takım yorgundu, eksikti ama bir dakika bile mücadeleden vazgeçilmedi. Son ana kadar maçı alabilecek konumdaydı. Belki dün Banvit'e karşı maçı kaybettik ama bir şeyi herkese gösterdik; Bu takımın hangi koşulda olursa olsun mücadeleden taviz vermeyeceğini. Sezon başından beri eleştirdiğimiz tek noktaydı bu. Mücadele.. Bu maçta gördük ki mücadele ruhunu takıma kazandırmışız.

Şimdi önümüzde Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki son maçımız var. Hem de ne maç: Fenerbahçe Ülker-Galatasaray MP!! Bu maçta tribünleri doldurup hem Sinan Erdem'e güzel bir veda hem de takımımıza kavuşacağımız bu maçta Euroleague'de grup liderliği için onlara teşekkür etme zamanı Fenerbahçe Taraftarı için.. O zaman ne diyoruz; 30 Aralık Cuma akşamı Sinan Erdem'de buluşalım...

23 Aralık 2011 Cuma

Emir'e 3 maç ceza verildi!!!


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın başarılı oyuncusu Emir Preldzic, geçtiğimiz hafta Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanan Olin Edirne maçının üçüncü periyodundaki bir pozisyondan sonra hakeme itiraz etmiş ve teknik faul almıştı. İtirazlarını devam ettiren ve önüne geçen Baş hakem Emin Moğulkoç'a "istemeden" çarpan Emir, ardından maçın hakemi tarafından diskalifiye edilmişti.

Türkiye Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulu tarafından bugün açıklanan, Disiplin Kurulu Kararlarında oyuncumuz Emir Preldzic'e 3 maç müsabakalardan men cezası ve 5.000 TL para cezası verildiği belirtildi..

Emir Preldzic aldığı bu ceza nedeniyle, Sarı-Lacivertli Takımımızın oynayacağı Banvit, Galatasaray MP ve Hacettepe maçlarında forma giyemeyecek.

Yalnız verilen cezanın gerekçesinde "teknik faulden sonra başhakem Emin Moğulkoç'a vücuduyla çarptığı ve uygunsuz sözler sarfettiği" denilmiş. Maçı izleyenlerin hatırlayacağı gibi Emir o esnada faul çalan hakemin yanına giderken, maçın Başhakemi Emin Moğulkoç, Emir'in önüne geçiyor. Çarpışmada tam bu esnada meydana geliyor. Evet, Emir'in hakeme küfürlü söz söylemesi oldukça yanlış birşey. Ancak hakeme bilerek çarpma asla yok. Bu ceza bana göre oldukça ağır. Emir'e ceza verilmesin demiyorum, ceza almayı hak etti ama 3 maç müsabakalardan men edilmesi bana pek adil gelmedi.

Lider geliyor lider...


Turkish Airlines Euroleague'in 10. haftasında Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Top 16 için çok kritik bir maça çıktı. Bu sezon Euroleague'de kendi sahasında hiç yenilmeyen ve potasında 69 sayıdan fazla sayı görmeyen Bennet Cantu'ya konuk olduk. Bu maç bizim için ya tamam ya devam maçıydı. Karşılaşmanın büyük bir bölümüde tahmin ettiğimiz gibi başa baş gitti. Son periyotta tecrübemizi ve fizik avantajımızı iyi kullanmamız sayesinde bu ölüm kalım maçından 83-76'lık skorla galip gelmeyi başardık ve adımızı Top 16 gruplarına yazdırdık. Gescrap Bilbao'nun kendi evinde Caja Laboral'i yenmesiyle birlikte, Sarı-Lacivertli Ekibimiz Top 16'ya grup lideri olarak gitme hakkı elde ettik. Grup liderliği bize Top 16 kuralarına 1. torbadan katılma hakkı kazandırdı.

Daha öncede söylediğim gibi dün akşam oynanan maçın büyük bir bölümü başa baş gitti. İlk periyoda 5-0'lık Cantu serisiyle başlanmışken, ardından oyuncularımızdan gelen iyi savunma ile 10-0'lık bir seri yakaladık ve skorda üstünlüğü ele geçirdi. Bu seride en büyük pay şüphesiz Emir Preldzic ve Gasper Vidmar'ındı. Cantu pota altını kullanarak yaptığımız hücumlar bize sürekli avantaj sağlamaya başladı. Fakat periyodun sonlarına doğru hücumdaki skorerliğimizin kaybolması ve ilk yarının en kötü yüzdesi olan dış atışlara yönelmemiz farkın azalmasına neden oldu. Periyot sonunda Curtis'in basket faulü ile öne geçen takımımız ilk periyodu 1 sayılık farkla önde tamamladı.

Düşük skorlu geçeceğe benzeyen maçın ikinci periyodu da ilk periyottan farksızdı. Periyot boyunca karşılıklı basketlerle geçilmesi iki taraf adına da farkın açılmasını engelleyen en büyük faktör oldu. Bu periyotta Cantu'nun dar hücum rötasyonundaki en büyük silahı olan dış atış hücumlarını uzunlarımızın yardımıyla minumum seviyeye indirmeyi başardık. Fakat bu seferde ikili oyun savunmasında rakibe verdiğimiz boş alanlardan sayılar yememizi engelleyeöedik. Hücumda ise Cantu pota altını çok etkili bir şekilde kullanmaya bu periyotta da devam etti. Cantu takımı yaşlı ve yavaş ayaklı oyunculardan oluşmasının dezavantajını bu maçta bizden fazlasıyla çekti. Pota altında oyuncularımızı durduramayınca da faul yapma yoluna gittiler. Kısa oyuncularımızın da pota altı penetrelerinde etkili olmasına rağmen bireysellikten bir türlü vazgeçemememiz farkın açılmasına engel oldu ve devre 31-31 berabere sonuçlandı.

İkinci yarıyada Cantu üç sayılık atışlarda bulduğu isabetlerle başladı. Biz ise maçın başından beri uyguladığımız rakibin en zayıf bölgesini işlemeye devam ettik. Onlar üç sayı isabeti buldukça bizde rakip pota altından isabet bulduk ve oyunu sürekli başabaş götürdük. Bu dakikalarda Oğuz'u hücumda çok iyi kullanan takımımız her hücumda ya sayı buldu ya da faul çizgisine gitti. Cantu'nun zaten dar rotasyonda oynamasına birde çok fazla faullü oynamaları eklenince oyuncu değişikliği sayıları da arttı. Neredeyse her hücumumuzda faul yapmaları önemli oyuncularını zor durumda bıraktı. Bu periyotta da çok iyi savunma yaptık. Kaya'nın ve Gist'in savunmadaki büyük gayreti ve çabaları bize büyük katkı sağladı. Bu periyotta karşılıklı basketlerle 55-55 beraberlikle tamamlandı.

Herşeyin belli olacağı son periyoda coach Spahija, Engin'i ilk beş olarak başlattı. Bu maça kadar Euroleague'de 1 saniye bile süre alamayan Engin bu maçta çok kritik bir görev üstlendi. Ardarda bir penetre basketi ve bir de üçlükle skora 5 sayılık bir katkı yaptı. Savunmada da gayretli oyunu ile bu maçta coach'a "Seni daha önce oynatmamam hataymış" dedirtti. Bu seri ile morallenen takımımız hücumda da rakibine sayı şansı vermeyip Bojan Bogdanovic'le basket-faul'den bulduğu üç sayı ile 8-0'lık bir seriyle başladı kader periyoduna. Ancak bu dakikadan sonra İtalyan ekibi Markoishvilli’den 3 sayısılık bir isabet bulmuşken topu pota altından oyuna çıkartırken yaptığımız top kaybı ile Shermadini’nin basketleriyle skor 61-63’e geldi. Tam rahatlamış, bu iş olacak demişken yine bir girdaba sürüklendik. Ancak oyuncularımızın bu kritik anda farkın azalmasına rağmen morallerini bozmamaları ve aynı konsantrasyonla mücadeleye devam etmeleri kaosa gidebilecek bir maçı tekrardan bize getirdi. Son beş dakika içerisinde Bojan Bogdanovic'in sorumluluk alması ve uzak mesafeden bulduğu kritik üçlük ile tekrar havaya giren takımımız, Oğuz ile basket-faul kazanmaya devam etti. Pota altında Gist ile muazzam anlaşan Oğuz, bir de Gist'e alley-opp pası vererek güzel oyununu bir de jeneriklik bir hareketle süslemiş oldu. İlk yarıda 0/3 üç sayı isabetiyle oynayan takımımız ikinci yarı 5/9 isabetle oynadı. Bundaki en büyük etken de ilk yarıda pota altından çok fazla sayı yiyen Cantu'nun ikinci yarıya pota altına yaslanarak başlaması ve bunun sonucunda dış şutörlerimizin boş kalmaları oldu. Bu önemli mücadeleyi son periyottaki akıllı ve üstün oyunumuzla 83-76 kazanmasını bildik ve adımızı Top 16'ya yazdırdık.

Bu maç için ilk parentez Engin'e açılmalı. Bu maçta gösterdi ki bu takımda Euroleague rotasyonuna girebilecek kaliteye fazlasıyla sahip. Bunu zaten bizler biliyorduk ama bu maçtan sonra coach Neven Spahija'da görmüştür. Son zamanlarda Curtis'ın da formunu yakalaması kısa rotasyonumuza çok büyük bir zenginlik kazandırdı. Oğuz ise dün akşam hem savunmada hem hücumda çok istikrarlı oynadı. Ayak çabukluğunu, Cantu uzunlarına karşı çok iyi kullanan Oğuz, dün akşam kullandığı serbest atışların tamamında (9/9) isabet sağladı. Uzun bir oyuncu için serbest atışlarda bu yüzde inanılmaz bir istatistik. Ayrıca hücumda aldığı 5 ribaund ile de çok önemli bir istatistiğe daha imza attı. Dün akşamda 21 sayı, 5 ribaund ve 1 asist ile 27 verimlilik puanı alarak Euroleague'de 10. Hafta'nın en verimli (MVP) 5. oyuncusu oldu.

Gist ve Bogdanovic'e de kısaca değinmek gerek. Bogdanovic çok kritik anlarda sorumluluk alarak 2 tane önemli üç sayılık isabet buldu. Ayrıca pota altında birebirleri çok iyi oynadığı bir maçta 3/6 iki sayılık atış, 3/4 üç sayılık atış, 4/5 serbest atış ortalaması ile oynadı. Bu maçta skorer kimliğini konuşturdu Bogdanovic. Gist ise belki çok fazla istatistiki bir katkı yapmadı ama özellikle savunmadaki inanılmaz bezdiriciliği ve hırsıyla takımın görünmeyen yıldızı oldu. Ukic'te bu formunu umarım devam ettirir. Dün gece o alışkın olduğumuz Ukic'i bizlere izlettirdi.

Sonuç olarak çok kritik bir maçı kazanmasını bildik ve bu galibiyet ile sadece Top 16 biletini değil, grup liderliği avantajını da elimize geçirdik. Şimdi 28 Aralıkta çekilecek kurayı bekleyeceğiz. Orada da kura şansı yanımızda olur ve dişe diş rakipler gelirse Final-Four yolundaki avantajımızı çok iyi kullanırız. Bu arada Euroleague'e verilecek olan yaklaşık 1 aylık arayıda iyi değerlendirip, Mirsad'ın da takıma döneceğini varsayarak iyi hazırlanıp, geçen sezon Top 16'da yaşadığımız şanssızlıkları bu sezon yaşamadan Top-8'e kalırız inşallah.

Bizlere bu büyük gururu yaşatan Oyuncularımıza ve Teknik Heyetimize, 30 Aralık Cuma günü Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanacak olan Galatasaray Medical Park maçında salonda boş koltuk bırakmayarak, tezahüratlarımızla teşekkür etmeliyiz..
Şimdi Sıra Fenerbahçe Taraftarında.. 30 Aralık Cuma günü Sinan Erdem "Şampiyon Fenerbahçe" tezahüratlarıyla inlesin...

Taraftarlarımızın düşüncesi doğru çıktı


Turkish Airlines Euroleague'de dün akşam tamamlanan Normal sezonun ardından gruplarında ilk dört sırayı alan takımlar kesinleşti. A Grubu'nda son haftaya girilirken henüz durumu belli olmayan Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız deplasmanda Bennet Cantu ile karşılaştı. Takımımız sahadan 76-83'lük skorla galip ayrıldı ve Top 16'ya GRUP LİDERİ olarak katılma hakkı elde etti.

Biz de blog okurlarımıza grup sıralamamızla ilgili bir anket sorusu sormuştuk. Yaklaşık iki hafta süren anketimiz dün gece itibariyle son buldu. Okurlarımıza sorduğumuz "Euroleague'de grubu kaçıncı sırada tamamlarız?" sorusuna 160 kişi oy kullandı. Taraftarlarımızın %60'ı (97 oy) "1. sırada" seçeneğine oy kullanarak bir nevi Takımımızın sıralamasını önceden tahmin etmiş oldu. Taraftarlarımızın inancı sahada da yer bulmuş olacakki, Sarı-lacivertli oyuncularımızda bu inançla son maçı kazanıp grup lideri olarak Top 16'ya kaldı. Biz de başta oy kullanan tüm taraftarlarımız olmak üzere, tüm Fenerbahçe Ülker oyuncularına, Teknik Heyetine ve yöneticilerine bizlere yaşattıkları bu mutluluk ve gurur için teşekkür ediyoruz..

Anketimizin Detaylı Sonuçları şöyle:
Euroleague'de grubu kaçıncı sırada tamamlarız?
1. sırada --------------- 97 oy - 60% oran
2. sırada --------------- 30 oy - 19% oran
3. sırada --------------- 12 oy - 08% oran
4. sırada --------------- 03 oy - 01% oran
Gruptan çıkamayız -- 18 oy - 12% oran
----------Toplam Oy: 160 oy - 100% oran

Euroleague'de Normal Sezon Tamamlandı


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızında yer aldığı Turkish Airlines Euroleague'de bu akşam oynanan altı maç ile 2011/2012 normal sezonu tamamlandı. Normal sezonun tamamlanmasıyla birlikte gruplarını ilk dört sırada tamamlayan takımlar Top 16 gruplarında mücadele etmeye hak kazandı.

Sarı-Lacivertli Ekibimiz son haftaya büyük bir bilinmezlikle girmiş ve Cantu deplasmanına gruptan çıkmayı garantilemek için gitmişti. Bu maç takımımızın son şansıydı. Oyuncularımızın bu bilinçte başladığı mücadeleyi son çeyrekte kopararak sahadan 76-83'lük galibiyet ile ayrıldık ve adımızı Top 16 gruplarına yazdırdık. Bu galibiyet bize sadece Top 16 biletini getirmedi. Gescrap Bilbao'nun da kendi sahasında Caja Laboral'i yenmesiyle, Sarı-Lacivertli Ekibimiz, Turkish Airlines Euroleague A Grubu'nu LİDER olarak tamamladı ve Top 16 kuralarına birinci torbadan katılmaya hak kazandı.

İşte Euroleague'de normal sezonun tamamlanmasının ardından gruplarda oluşan sıralama ve Top 16 torbaları;

A GRUBU
1- FENERBAHÇE ÜLKER
2- Olympiacos Piraeus
3- Bennet Cantu
4- Gescrap Bilbao
5- Caja Laboral
6- SLUC Nancy

B GRUBU
1- CSKA Moskova
2- Panathinaikos BC
3- Unicaja
4- Zalgiris Kaunas
5- Brose Baskets
6- KK Zagreb CO

C GRUBU
1- Real Madrid
2- Maccabi Electra
3- Anadolu Efes
4- EA7 Emporio Armani
5- Partizan mt:s
6- Belgacom Spirou

D GRUBU
1- FC Barcelona Regal
2- Montepaschi Siena
3- Unics
4- GS Medical Park
5- Asseco Prokom
6- Union Olimpija

TOP 16 TORBALARI
1. Torba: FENERBAHÇE ÜLKER, CSKA Moskova, Real Madrid, FC Barcelona Regal
2. Torba: Olympiacos Piraeus, Panathinaikos BC, Maccabi Electra, Montepaschi Siena
3. Torba: Bennet Cantu, Unicaja, Anadolu Efes, Unics
4. Torba: Gescrap Bilbao, Zalgiris Kaunas, EA7 Emporio Armani, GS Medical Park

**Turkish Airlines Euroleague'de Top 16 kura çekimi 28 Aralık Çarşamba günü, İspanya'nın Barcelona şehrindeki Mediapro Auditorium'da yapılacak. Çekilecek kuranın ardından oluşacak Top 16 gruplarında maçlar, 18 Ocak-1 Mart tarihleri arasında çarşamba ve perşembe günleri oynanacak.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kaptan, İtalya'ya götürülmedi


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, Turkish Airlines Euroleague'de Bennet Cantu deplasmanında, ya tamam ya devam maçına çıkacak. Bu maçtan önce hepimizin kafasında bin bir türlü senaryo var. Hepimiz puan tablosunu önümüze koyup, kalemi elimize alıp acaba hangi senaryo da biz Top 16'ya kalıyoruz, hangi senaryo da eleniyoruz diye hesaplar yapmaya başladık. Bu hesapları yaparkende, karşılaşacağımız Bennet Cantu ile kendi takımımız arasındaki oyuncu ve kalite farkını da göz önüne alıyorduk. Ama ne yazıkki bugün aldığımız bir haber gerçekten çok moral bozucu cinstendi.

Geçtiğimiz hafta oynanan Gescrap Bilbao maçında sırtındaki sakatlığa rağmen büyük bir özveri ile sahaya çıkan ancak sakatlığının verdiği rahatsızlık nedeniyle çok fazla süre alamayan Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın Kaptanı Ömer Onan, yarın akşam deplasmanda oynayacağımız Bennet Cantu maçın da forma giyemeyecek. Kaptan, sakatlığı nedeniyle İtalya'ya giden kafilede yer almadı.

Ömer Onan'ın yokluğu bu kritik maçta bizi oldukça fazla etkileyecek. Son sezonlardaki gibi yine en kritik maçlarımızdan birinde çok şanssız bir sakatlık sonucu en önemli oyuncumuzdan yararlanamayacağız. Bu takımın başını bir türlü şanssızlıklar bırakmıyor!!! Kaptanın yokluğunda en büyük görev sakatlıktan yeni çıkan ve son iki resmi maçımızda coach'un görev verdiği Marko Tomas'ta olacak. Tomas bu maçta iki kişilik bir performans göstermek zorunda. Aksi halde Ömer Onan'ın yokluğunu kapatmamız neredeyse imkansız. Sakatlıktan yeni çıkmış bir oyuncudan belki bu beklenti çok yüksek ve hayal gibi geliyor ama şu anki mevcut şartlarda durum bunu gerektiriyor.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Ülker Sports Arena'nın Kombine fiyatları belli oldu


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın, 7 Ocak 2012'den itibaren hem lig hemde Euroleague maçlarını oynayacağı Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena'da geçerli olacak kombinelerin fiyatları bugün kulübümüzün resmi internet sitesinden açıklandı. Kombineler yarım sezon ve 1,5 sezon olmak üzere iki farklı şekilde satışa sunulacak.

Daha önce duyurduğum üzere Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena kombine kart satışları 22 Aralık’ta başlayacak. 2010-2011 sezonunda Sinan Erdem Spor Salonu'nda kombine kart sahibi olanlar 22 ve 23 Aralık günlerinde yapılacak ön satışlarda öncelikli olarak kombine kartlarını alabilecekler. Bunu takiben 24 ve 25 Aralık günlerinde Premium Fenerbahçe Kart sahipleri ve Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre üyeleri kombine kartlarını %10 indirimle satın alabilecekler. Kombine Kartların genel satışları ise 26 Aralık tarihinde başlayacak.

1,5 sezonluk Kombine Kartların Fiyatları:
- VIP Saha Kenarı: 8.750 TL
(Fiyata; yemek, otopark, saha kenarı locası giriş hakkı, diğer etkinliklere öncelikli bilet satın alma hakkı dahil.)
- VIP Koltukları: 3.125 TL
(Fiyata; yemek, otopark satın alma hakkı, diğer etkinliklere öncelikli bilet satın alma hakkı, VIP salonuna giriş hakkı dahil.)
- 1. Kategori: 1.650 TL
- 2. Kategori: 925 TL
- 3. Kategori: 600 TL
- 4. Kategori: 375 TL

Yarım sezonluk Kombine Kartların Fiyatları:
- VIP Saha Kenarı: 3.500 TL
- VIP Koltukları: 1.250 TL
- 1. Kategori: 675 TL
- 2. Kategori: 375 TL
- 3. Kategori: 240 TL
- 4. Kategori: 150 TL

Kombine almak isteyenler 31 Aralık'a kadar, Ülker Sports Arena’ya giderek koltuklarınızı bizzat yerinde görüp seçebilecekler. Salonu gezip kombineleri satın alabileceğiniz tarihler ve saatler ise şöyle:

- 2010-2011 sezonu kombine kart sahiplerine özel %10 indirimli satış;
* 22-23 Aralık , saat 09:00-21:00
- 2010-2011 sezonu kombine kart sahiplerine, Premium Taraftar Kart sahiplerine ve Fenerbahçe Kongre üyelerine özel %10 indirimli satış;
* 24-25 Aralık, 09:00-21:00
- Genel satış;
* 26 -31 Aralık 09:00-21:00

Önemli Bilgi: Yapılan açıklamada "Sezonluk kombine kart satın almak isteyenlerin Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre üyesi olmaları ya da Fenerbahçe Taraftar Kart sahibi olmaları gerekmektedir, satışlarda ilgili kartlarını ibraz etmeleri istenecektir." deniliyor.

31 Aralık tarihinden itibaren de kombine satışları Arena’daki Biletix gişesinden devam edecek.

***Salonun oturma planı için; http://twitpic.com/7vgo8i/full

16 Aralık 2011 Cuma

Kombineler 22 Aralık Perşembe günü satışta


Sezon başından bu yana ha çıktı ha çıkacak denilen, Ekim başından beri verilen tarihler sürekli sarkan ve taraftarlarımızın merakla beklemesine yol açan Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena'nın kombine kart satış tarihi kesinleşti. Dün akşam oynanan Fenerbahçe Ülker-Gescrap Bilbao maçının üçüncü periyodun da salona gelen taraftarlarımıza da duyurulan kesin tarih; 22 Aralık 2011 Perşembe...

Kombine Kartlarla ilgili genel bilgi önümüzdeki günlerde kulübümüzün resmi internet sitesi fenerbahce.org'tan tüm taraftarlarımıza duyurulacak. Bir buçuk senelik satışa sunulacak olan kombine kartların fiyatları ise, bulunduğu yere göre 400 TL ile 10.000 TL arasında olacak. Geçtiğimiz sezon Sinan Erdem Spor Salonu'nda kombinesi olan taraftarlarımıza, yeni salonumuzda kombine almak için öncelik tanınacak. Ayrıca Fenerbahçe Spor Kompleksi Ülker Sports Arena kombinesi alacak olan, geçen sezonki kombine sahipleri ile taraftar kart sahiplerine özel indirimler olacak. Kombine almak isteyen taraftarlarımız duyuru ile davet edilerek yerinde görüp koltuklarını alabilecekler.

Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena kombine satışları, tüm taraftarlarımız için 22 Aralık Perşembe günü, Ülker Sports Arena önündeki gişeden başlayacak.

İşte bunu beklemiyorduk!!


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız, Turkish Airlines Euroleague 9. Hafta maçında dün akşam Sinan Erdem Spor Salonu'nda Gescrap Bilbao'yu konuk etti. Maça Top 16'yı garantileme parolasıyla çıkan takımımız ne yazıkki amaçladığının aksine ortaya koyduğu kötü oyunla sahadan 70-80'lik skorla mağlup ayrıldı. Aldığımız bu mağlubiyet hem Top 16'ya kalma iddiamızı son maça bıraktı hemde Bilbao'ya ikili sayı avantajını verdi.

Maça hiç beklediğimiz gibi başlayamadık. Oysaki taraftar desteği ve saha avantajına, son zamanlardaki iyi oyunumuz ve sahadaki mücadeleyi bırakmayan yapımızda eklenince maça çok daha iyi başlayacağımızı ve rakibin umutlarını henüz maçın başında kıracağımızı tahmin ediyordum. Fakat durum bunun tam tersi oldu. Bilbao son şansının olduğunun bilinciyle sahaya çıkmıştı. Her topu akıllı kullanmaya çalıştılar ve bunda da oldukça başarılıydılar maç boyunca. Biz ise ilk periyoda sert savunmadan uzak, rakibine kolay sayılar veren bir takım görüntüsünde başladık. Bilbao'nun savunmada pota altını çok iyi kapatması bizi dış atışlara zorladı. Ne yazıkki bu alanda da oldukça kötü geçirdiğimiz bir maçı ilk periyotta rakibin kontrolüne verdik. Tüm bu olumsuzluklar sonucunda ilk periyodu kendi sahamızda ve seyircimiz önünde 14-25 geride tamamladık. Bu skor belki ilk periyot için telafisi olabilir olarak görülse de aslında önemli olan bir sonucu doğurdu: Biz bu skorla, Bilbao'yu bizi yenebileceklerine inandırdık.

İkinci periyoda daha inançlı başlayan taraf Bilbao oldu. Tam biz Emir ve Gist ikilisiyle toparlandık, maçı dengeliyoruz derken savunmadaki sertliğini yine unutmamız Bilbao'nun pota altımızdan etkili hücumlar yapmasına ve sayılar üretmesine neden oldu. Herhalde koç baktı ki savunmada bocalıyoruz, hemen savunma sertliği için Vidmar ve Kaya ikilisinden yararlanmayı tercih etti. Belli bir süre Spahija'nın planı işe de yaradı. Savunmamızla 7-0'lık bir seri yakalayıp farkı 6 sayıya kadar indirmeyi başarmış ve rakibede mola aldırmıştık. Tam herşey tekrardan yoluna girdi maçın kontrolü bize geçiyor derken D’Or Fisher ve Janis Blums ile mola dönüşü sayılar bulan Bilbao yine farkı açtı ve soyunma odasına 11 sayı farkla 33-44 üstün girdi.

Üçüncü periyodun ilk başları ise tam bir kabus olarak geçti. Biz devre dönüşü farkı kapatırız, oyunu dengeleriz diye düşünürken sahadaki oyuncularımız bundan uzak bir görüntü sergilediler. Maç başından beri sürekliliğini sağlayamadığımız katı savunmanın yine yokları oynadığı bölümde Bilbao; Blums, Hervelle, Jackson ve Mumbru dörtlüsüyle yakaladığı 10-1’lik seriyle farkı 20 sayıya çıkarttı. Bizim aleyhimize olan 20 sayılık bir farkı ben Sinan Erdem'de, ne geçen sene ne de bu sene görmemiştim. Oyun kurucularımızın tıkandığı bu dakikalarda kenarda bekleyen Engin acaba ne zaman oyuna girecek diye beklerken, koç yine ona Euroleague'de şans vermedi. Farkın 20'ye kadar çıkmış olması takımda belkide bir tek Emir'i etkilemişti. O dakikalarda sazı eline alan Milli Oyuncumuz ard arda bulduğu 7 sayı ve savunmadaki tek başına direnciyle hem sayı farkını azaltmış hemde taraftarı az da olsa oyunun içine sokmayı başarmıştı. Ama sadece Emir'di bunu yapan.. Takımdaki diğer oyuncular ne yazıkki farkın verdiği moral bozukluğuyla oyundan iyice düştüler. Bu düşme özellikle de savunma ribaundlarımıza çok yansıdı. Bilbao her başarısız atışından sonra aldığı hücum ribaundlarıyla sayılar bulmaya devam etti. En azında son periyoda farkı azaltabileceğimiz en iyi duruma getirelim derken kullandığımız acemice toplar ve yapılan basit hatalar, Bilbao'nun boş döndüğü hücumların sonlarında bizimde sayı bulamamamıza neden oldu. Ve son periyoda 17 sayılık bir farkla 50-67 mağlup girdik.

Açıkçası oynanan oyunu gördükten sonra son periyoda maçı kazanacağımıza olan inancımız kırılmış olarak başladık. Bilbao arka arkada 6 hücumdan boş dönerken biz bu şansı 6 hücumdan sadece 2'sini sayıya çevirerek değerlendirmiş(!) olduk. Oyuncularımızın tereddütlü atışlar yapması ve Ömer Onan'ın da elindeki problem nedeniyle son periyotta oynayamaması farkı kapatmaya yetmedi. Son periyotta Emir ile sayılar bulmuş olsakta, Emir'e yardım edecek bir başka oyuncu çıkmayınca takımda, maçta 70-80 Gescrap Bilbao üstünlüğüyle sona erdi. Bu mağlubiyet bizi; maç öncesi liderlik hayalleri yaparken, maç sonu gruptan çıkalım yeter deme noktasına getirdi.

Maç sonu Emir'in de dediği gibi çok ama çok kötü bir oyun oynadık. Bilbao kadar maça konsantre olamadık. Koçun yine kafa yoran tercihleri ve bazı oyuncularımızın saç baş yolduran performansları bu yenilgiye zemin hazırladı. İlk önce coach Spahija'ya bir sitemim olacak. Yahu senin bench'inde Engin Atsür gibi Türk Basketbolu'nun bana göre son zamanlarda yetiştirdiği ve Milli Takıma kadar yükselmiş çok önemli bir oyuncusu varken neden ona süre vermezsin? Bu çocuk sakatlanmadan önce Milli Takımın Kerem Tunçeri'den sonraki ikinci guardıydı. Bu maçta süre vermeyeceksinde ne zaman vereceksin coach? Ukic'in maçın genelinde yokları oynaması sadece Curtis'in savunmada ve hücumdaki direnciyle oyun kurucu katkısı aldığımız bir maçta Engin'in süre almamasını açıkçası doğru bulmuyorum. Engin'in oyun zekası bana göre Ukic'ten de yüksek.. Bu potansiyale sahip bir oyuncunun kenarda oturması benim kabul edebileceğim bir durum değil. Kimse kusura bakmasın.. Sakatlıktan dönen Marko Tomas'ın bile direk süre aldığı bir maçta Engin'in almaması anlaşılır gibi değil. Bu arada Marko'nun dönmesine çok sevindim. Oyunda kaldığı sürece özellikle savunmada iyi bir oyun ortaya koydu. Tuttuğu rakip oyuncuyu sahada kilitlemeyi başardı. Dün gecenin Emir'den sonra belkide en sevindirici olayı Marko'nun tekrardan aramıza dönmesi oldu. Umarım bir daha böyle bir sakatlık sorunuyla karşılaşmaz. Takıma hoşgeldin Tomas...

Bir diğer sitemin de Oğuz Savaş'a. Ya anlaşılır gibi değil. Bir oyuncu oyuna girdikten sadece 45 saniye sonra nasıl olurda faul problemine girer? 45 saniye ya 45 saniye!!! Altyapıda oynayan bir oyuncuyu koysanız o an sahaya, inanın ki o süre içerisinde faul problemine girmez. Oğuz, kalıbına oranla zaten çok yumuşak bir oyuncu. Birebirler de kolay geçiliyor ama sürekli faul problemine girmesi takıma büyük zarar veriyor. Dün akşamki kritik maçta sadece 8 dakika süre almasının tek sebebi bu..

Şimdi son hafta deplasmanda oynayacağımız Bennet Cantu maçı kaderimizi belirleyecek. Eğer haftaya Cantu'yu deplasmanda yenersek gruptan kesin çıkıyoruz. Hatta biz kazanıp, Bilbao'da evinde Caja Laboral'i yenerse gruptan lider olarak çıkıyoruz. Ama biz Cantu'ya yenilir, Bilbao yine Caja Laboral'i yenerse bu sefer ilk dört dışında kalıp eleniyoruz. Eğer biz yenilip, Caja Laboral'de deplasmanda Gescrap Bilbao'yu yenerse yine biz gruptan çıkıyoruz ama dördüncü olarak. Haftaya biz kazanıp, kendi göbek bağımızı kendimiz keselim, sonra diğer maçın skoruna bakarız. Ama kaybetmek demek ipleri başkasının eline vereceğimiz anlamına geliyor ve bu bizi hiçte memnun edecek bir senaryo değil.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Tomas, Bilbao maçında sahaya çıkabilir


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın önemli oyuncularından Marko Tomas, sezon öncesi Milli Takım Kampında sakatlanmış ve bu sezon takımımızla hiçbir lig ve Avrupa Kupası maçına çıkamamıştı. Üç haftadan beri düz koşulara başlayan ve sakatlığı hızla geçen Marko, son bir haftadır takımla antrenmanlara ve beşe beş çalışmalara da katılmaya başlamıştı. Şu anda sakatlığının tamamen geçtiği sadece maç kondisyonunun takım arkadaşlarından biraz geri olduğu söylenen Tomas, yarın oynayacağımız kritik Bizkaia Bilbao maçında sahaya çıkabilir.

Bu akşam Fenerbahçe Spor Kulübü Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri'nde yapılacak olan antrenmanın ardından Tomas'ın yarın akşamki maçta forma giyip gyemeyeceği netleşmiş olacak. Daha önce Marko'nun haftaya deplasmanda oynayacağımız olan Bennet Cantu maçında takımda yer alacağı söylenmişti. Fakat düzenli olarak antrenmanlara katılan ve kendisine verilen tedavi programını hiç aksatmayan Tomas'ın yarın akşamki maçta bile oynayacak düzeye geldiği söyleniyor.

Uzun bir aradan sonra takıma dahil olaracak olan Tomas, Sefolosha'nın yokluğunda takımımızın Ömer Onan ile birlikte en önemli savunma silahı konumunda. Ayrıca hücum gücüde gayet yüksek olan Tomas'ın oynaması durumunda Bizkaia Bilbao maçında daha da avantajlı duruma geçeceğimiz kesin. Ama önemli olan Marko Tomas'ın basketbola nasıl dönüş yapacağı? Şu anda en çok merak edilen soru bu!! Umuyorum ki bu sakatlığın izlerini üzerinden atmış ve sezona hazır bir başlangıç yapar..

Bojan Bogdanovic, Euroleague.net'e konuştu


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımıza sezon başı transfer olan ve Avrupa'nın gelecek vaad eden en önemli şutörlerin biri olarak gösterilen Hırvat oyuncumuz Bojan Bogdanovic, Euroleague'in resni internet sitesi euroleague.net'e röportaj verdi. Bojan Bogdanovic ile Frankie Sachs'ın gerçekleştirdiği röportajın Türkçe çevirisi şu şekilde:

Merhaba Bojan. Öncelikle geçen hafta Nancy’de aldığınız galibiyet için sizi tebrik ediyorum. Güçlerin böylesine denk olduğu bir grupta, bu galibiyetin önemi nedir?

Bizim için çok önemli bir galibiyetti. Grubumuzdaki her takım birbirine çok yakın, bu nedenle her galibiyetin ayrı bir önemi var, özellikle de deplasmanda alınan galibiyetlerin. Kritik bir galibiyet aldığımızı söyleyebilirim.

Bençte başladığın 7 haftalık bir süreden sonra Euroleague’ de ilk kez ilk 5'te başladın. İlk 5te başlayıp başlamamak konusunda bir tercihin oldu mu?

Benim için fark etmiyor. Koç ne zaman oynatırsa oynamaya hazırım. Benim mevkiimde oynayan çok iyi oyuncularımız var takımda, bu yüzden dakikaları aramızda paylaşmamız çok normal. İlk 5’te başlamasam da problem değil. Başladığımda kendimi rahat hissediyorum, bençe dönerken ise mutlu..

Fenerbahçe gruptaki ilk iki maçını kaybetti sonrasında 6 maçın 5 ini kazanmayı başardı. Değişen ne oldu?

Şu anda daha iyi savunma yapıyoruz ve oyuncular arasındaki dayanışma daha sağlam. Bence değişen tek şey bu oldu. Koçumun ve takım arkadaşlarımın artık bana daha çok güvendiğini hissediyorum. Hırvatistan milli takımından tanıdığım iki takım arkadaşım var burada ve bana çok yardımcı oldular. Şimdi eskisinden daha iyi oynadığımı düşünüyorum.

Bu hafta Gescrap BB ile karşılaşacaksınız ve Top 16 ya çıkmak için galibiyete ihtiyacınız var. Bu üzerinizde ekstra bir baskı mı oluşturuyor yoksa ekstra bir motivasyon mu?

Bizim için ekstra bir motivasyon olduğunu söyleyebilirim, çünkü kazanırsak gruptan çıkacağız. Kaybedersek Top 16’da mücadele etmek için Cantu deplasmanına gideceğiz. Bu maçtan galibiyetle ayrılmanın, birincilik için bir şans olduğunu düşünüyorum. (Galibiyetten emin, Bilbao’yu geçeceğimizi düşünüyor) Bu bizim için çok önemli. Birinci çıkmak istiyoruz, Birinci çıkmamız halinde, Top 16’da CSKA ya da Real Madrid gibi iyi takımlarla karşılaşmayacağız. Dediğim gibi, gruptan birinci çıkmak Top 16 maçları için çok önemli.

İlk maçta Bilbao’da da kazanmıştınız. Yeniden kazanmak için ne yapacaksınız?

Ofansif anlamda çok kuvvetli bir takım. Paslaşmaları mükemmel. Marco Banic muhteşem bir sezon geçiriyor. Aeron Jackson gibi daha pek çok iyi oyuncusu var. Ama onları Bilbao’da yenmiştik ve taraftarımızın desteği ile İstanbul’da yine kazanacağımızı düşünüyorum.


Mirsad Turkcan ve Marko Tomas’ın sakatlıklarının ardından takıma katılmalarıyla Fenerbahçe daha iyi olacak. Geri döndüklerinde bu oyuncuların takıma katkıları nasıl olacak?

Mirsad önümüzdeki 10 gün içerisinde takımla çalışmalara başlayacak, Marko’nun da Bilbao karsısında oynaması muhtemel, ya da Cantu maçında sahaya çıkacak. Bizim için çok önemli iki basketbolcudan söz ediyoruz. Marko iyi bir savunma oyuncusu, aynı zamanda iyi bir skorer. Mirsad da öyle. Önümüzde ki maçlarda iki oyuncumuzun da önemli virajlarda takıma büyük katkıları olacağı görüşündeyim.

Euroleague’e ilk başlangıcını 4 sene önce 18 yaşlarındayken Real Madrid’de yapmıştın. O zamanlar sadece birkaç dakika oynuyordun. Neler hatırlıyorsun o günlere dair?

O zamanlar ile ilgili çok fazla detay aklıma gelmiyor açıkçası. Gecen sezon Cibona ile her maç yaklaşık 40 dakika sahada kaldığım zamanları daha iyi hatırlıyorum. Cibona ve Fenerbahçe’de oynamak aynı şey değilmiş. Genç yaşlarda Madrid gibi kulüplerde kariyerine adım atan her iyi oyuncu birkaç sene içinde yıldız olacağına inanıyor. Ben de aynı şekilde düşünmüştüm bir zamanlar. Ama iki sene boyunca sahada sadece iki üç dakika oynadığım zamanlar, Fenerbahçe gibi bir kulüpte parlayacağımı hiç düşünmemiştim.

Cibona’da oynadığın dönemde takımın en önemli silahıydın, (Takımı sırtlayan tek oyuncu, tek adam), Fenerbahçe’ de ise bir çok iyi skorer var. Bu yeni görevine alışmak senin için zor oldu mu?

Bu farklı bir görev. Bu takımda iyi oyuncularla süreyi paylaşıyorum. Cibona’da durum farklıydı. Orada her maç 35-40 dakika sahada kalıyordum. Tabiî ki alışma süreci var. Ama günden güne daha iyi olacağımı umuyorum.

Bu senin İstanbul’daki ilk sezonun. Fenerbahçe gibi büyük bir kulüpte oynamak ve İstanbul’da yaşamak nasıl bir duygu?

Şu an benim için her şey harika gidiyor. Hırvatistan milli takımından tanıdığım takım arkadaşlarım var burada, Marko ve Roko. Daha öncede belirttiğim gibi bana çok yardımcı oldular. Koçumuz Neven Spahija da Hırvat. Emir ve Vidmar’la aynı dili konuşuyoruz, bu durum benim her şeye alışmamı sağladı. Fenerbahçe Kulübü ile sürekli iletişim halindeyiz. Futbol takımı ile tanıştım, haftaya bir maçına daha gideceğim. Her şey harika gidiyor. İstanbul çok büyük bir şehir, henüz her yeri görme fırsatı bulamadım.

Röportajın orijinal metnine ulaşmak için TIKLAYINIZ

Röportajın Türkçe çevirisini yapan FENERBASKET.COM üyelerinden "özkanarya" ya teşekkürler..

10 Aralık 2011 Cumartesi

Kaptan bu kez 4000 barajını aştı


Geçtiğimiz hafta içinde SLUC Nancy ile oynanan Turkish Airlines Euroleague 8. Hafta maçında bulduğu sayılarla kendi Euroleague kariyerinde 1000 sayı barajını aşan ve bu alanda ismini binler kulübüne yazdıran Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın Kaptanı Ömer Onan, bu kez de ligde bir sayı barajını aştı. Ömer Onan, yaklaşık 1 saat önce biten ve Aliağa Petkim ile karşılaştığımız lig maçının ilk periyodunda, bitime 3:32 dakika kala attığı üçlükle Türkiye Ligleri'ndeki 4.000'inci sayısına ulaştı. Ömer Onan maçı 12 sayı, 3 ribaund ve 1 asist ile tamamlandı. Üç gün içerisinde çıktığı iki maçta iki farklı rekora imza atan Kaptanımız Ömer Onan'ı bir kez daha kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz..

Ömer Onan bu sezona kadar, Türkiye 1. Basketbol Ligi'nde; 8 sezon Efes Pilsen, 1 sezon Ülker ve 6 sezonda Fenerbahçe Ülker formasıyla mücadele etti. Kaptanımız bu sezon ise, Türkiye 1. Basketbol Ligi'ndeki 16. sezonunu geçiriyor.

9 Aralık 2011 Cuma

Mrsic: "Giderek en iyi noktaya yaklaşıyoruz"


Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın eski oyuncusu ve şu anki Takım Menajeri Damir Kaan Mrsic, SLUC Nancy maçı sonrası takımımızın Euroleague'deki mücadelesini, şu anki durumunu ve sakat olan oyuncularımızın son durumları hakkında bilgiler verdi.

Euroleague'de oynanan son maçları ve takımımızın bu maçlarda gösterdiği performansı değerlendirerek sözlerine başlayan Damir Mrsic, “Sezon başındaki sıkıntıları atlattık. Çok formdayız. Yine eksiklerimiz var, bu takımın tam kapasitesi bu değil. Ama giderek en iyi noktaya yaklaşıyoruz. Haftalar ilerledikçe daha iyi olacağız. Kalan iki maçımızı da galip bitirmek istiyoruz. Çünkü önce sahamızda Bilbao, ardından deplasmanda Cantu karşısında elde edilecek sonuçlar, şu anda bulunduğumuz liderlik koltuğunda ilk turu bitirmemizi sağlar, bu da bize büyük avantaj getirir” dedi.

Sezon başındaki oyunumuz ile şimdiki oyunumuz arasındaki farkı, takımın hazır olmamasına ve sakatlıklara bağlayan Mrsic, “Ukic’in sakatlığı atlatması performansını yukarıya taşıdı. Jerrells ve Gist gibi isimler de giderek takıma ısınıyor." dedi.

Sakat olan oyuncularımızla ilgili de açıklamalarda bulunan Mrsic, "Mirsad ile Tomas haftaya takımla birlikte çalışmalara başlayacaklar. Onların da TOP 16 maçlarına yetişeceğini hesaba katarsak, çok daha güçlü ve hazır bir takım haline geleceğiz. Bu hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracak” ifadesini kullandı.

Ligde yarın karşılaşacağımız Aliağa Petkim deplasmanında takımımızın tek hedefinin kazanmak olduğunu belirten Mrsic, “Zaten iki tane maç kaybettik. Artık ligde de kaybetme lüksümüz yok. Takım olarak çok iyi bir form yakalamışken, kazanmak dışında bir düşüncemiz olamaz. İyi bir takıma karşı, zor bir maça çıkacağız ama ben takımımızın kazanacağına inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

Röportaj basketboliddaa.net adresinden alınmıştır.

8 Aralık 2011 Perşembe

Kaptan 1000'ler kulübüne girdi


Turkish Airlines Euroleague'in 8. haftasında deplasmanda oynadığımız SLUC Nancy maçı, Kaya Peker için olduğu kadar Takım Kaptanımız Ömer Onan için de farklı bir anlam ifade ediyordu. Dün akşam oynanan maça kadar, Kaptanımızın kendi Euroleague kariyerinde toplam 998 sayısı vardı. Maçta 2 sayı daha alması durumunda kendi kariyeri için önemli bir rekora imza atacaktı. Ömer Onan, dün akşamki maçta rakip potaya 8 sayı bırakarak Euroleague'de toplam skor sayısını 1006'ya çıkarttı ve 1000'ler kulübüne adını yazdırdı. Kaptanımızı tebrik ediyor, başarılarının artarak devam etmesini diliyorum..

Ömer Onan'ın Euroleague kariyeri boyunca oynadığı sezonlarda aldığı sayılar

2001-2002 sezonu: Efes Pilsen - 192 sayı
2002-2003 sezonu: Efes Pilsen - 77 sayı
2003-2004 sezonu: Efes Pilsen - 35 sayı
2005-2006 sezonu: Ülkerspor - 111 sayı
2006-2007 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 66 sayı
2007-2008 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 173 sayı
2008-2009 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 90 sayı
2009-2010 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 44 sayı
2010-2011 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 137 sayı
2011-2012 sezonu: Fenerbahçe Ülker - 81 sayı *
------------------------------------------ Toplam - 1006 sayı

(*) 2011-2012 sezonu devam etmektedir. Listeye bu sezon oynanan 8 maçta Ömer Onan'ın atmış olduğu sayı katkısı yazılmıştır.

Euroleague'in en iyi 16. ribaundcusu


Turkish Airlines Euroleague'in 8. haftasında deplasmanda oynadığımız SLUC Nancy maçı, Kaya Peker için farklı bir anlam ifade ediyordu. Dün akşam oynanan maça kadar kendi Euroleague kariyerinde çıktığı maçlarda toplam 698 ribaund alan Kaya, 2 ribaund daha alması durumunda kendi kariyeri için önemli bir rekora imza atacaktı. Kaya, dün akşamki maçta 7 ribaund alarak Euroleague'de toplam ribaund sayısını 705'e çıkartarak Euroleague tarihinde bu zamana kadar sadece 15 oyuncunun geçmiş olduğu 700 ribaund barajını aşmış oldu. Kaya Peker bununla birlikte ismini, Euroleague'de tüm zamanların en iyi 16. ribaundcusu olarak tarihe yazdırdı.

Kaya Peker'in Euroleague kariyeri boyunca oynadığı sezonlarda aldığı ribaundlar

2001-2002 sezonu: Efes Pilsen - 64 ribaund
2002-2003 sezonu: Efes Pilsen - 80 ribaund
2003-2004 sezonu: Efes Pilsen - 106 ribaund
2004-2005 sezonu: Efes Pilsen - 86 ribaund
2005-2006 sezonu: Efes Pilsen - 109 ribaund
2006-2007 sezonu: Tau Ceramica - 79 ribaund
2008-2009 sezonu: Efes Pilsen - 31 ribaund
2009-2010 sezonu: Efes Pilsen - 84 ribaund
2010-2011 sezonu: Fenerbahce Ulker - 47 ribaund
2011-2012 sezonu: Fenerbahce Ulker - 19 ribaund *
------------------------------------------ Toplam - 705 ribaund

(*) 2011-2012 sezonu devam etmektedir. Listeye bu sezon oynanan 8 maçta Kaya Peker'in almış olduğu ribaund sayısı yazılmıştır.